2024-2025 eğitim-öğretim yılı sona ermiş bulunmaktadır. Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyor, öğrencilerimize girecekleri sınavlarda başarılar diliyoruz.
Küresel rekabette geri kalmamak kaygısı içerisinde günümüzde bütün ülkeler eğitim sistemlerini daha iyi, daha etkili, daha kaliteli ve daha verimli hâle getirmek için sürekli olarak bir çaba içerisindedir. Son yıllarda eğitim alanında başarılı reformlara imza atmış ülkeler, öğretmenlerin niteliğini artırmak, okulların kapasitelerini daha ileri seviyelere taşımak ve eğitim bürokrasisini daha verimli kılma uğraşındadır. Bunun için olmazsa olmaz ve vazgeçilmez faktör, mesleğini seven idealist öğretmendir.
Öğretmen özerkliğini ve öğrenci katılımını hedefleyen yeni müfredatın hayata geçirilmesi, sıra tayini uygulamasının yeniden işler hâle getirilmesi, kariyer basamakları sürecinin yeniden yasal bir zemine kavuşturularak sürecin sınavsız bir şekilde işlerliğinin sağlanması gibi eğitim çalışanlarını memnun eden adımlar atılmış olsa da çok sayıda sorun hâlen çözülmeyi beklemektedir.
Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası, eğitim çalışanlarının moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir.
Öğretmen atamalarında öğretmen adayının sosyal güvencesiz bir akademi sürecine tabi kılınması, mülakatın kaldırılmamış olması, alan değişikliği taleplerine sessiz kalınması, kariyer basamaklarında hizmet süresi hesabındaki eksiklikler, öğretmen istihdamında güçlük çekilen bölgelerde görev yapanlara ilave teşviklerin verilmemesi, birim ek ders ücreti miktarının düşüklüğü, eğitim kurumu yöneticiliğinde yöneticilerin başarılarını ve çabalarını değerlendiren kariyer odaklı sürdürebilir bir sistemin hâlen hayata geçirilememesi, eğitimin rehberlik ayağının eksikliği, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanmamasının neden olduğu mağduriyetler, ücretli öğretmen istihdamı gibi birçok sorunda ivedi çözümler beklenmektedir.
Eğitim çalışanlarının mali hakları iyileştirilmelidir
Enflasyonun sabit gelirliler ve tüketiciler nezdinde can yaktığı bir ekonomik ortam, en çok ücretlilerin, kamu görevlilerinin hayatını olumsuz etkilemektedir. Ekonominin makro ve mikro düzey rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Bu çerçevede eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır.
Kariyer basamaklarında ilerlemeye esas hizmet süresinin hesabındaki eksiklikler giderilmelidir
Uzman öğretmen veya başöğretmen ünvanına başvuruda bulunacakların öğretmenlik veya uzman öğretmenlik sürelerinin hesabında; temel askerlik eğitimi/askerlik süreleri, bakanlık kadrolarında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapmakta iken diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarına atananlardan yeniden öğretmen olarak atananların diğer kurumlarda geçen süreleri, 657 sayılı kanunun 108.maddesi kapsamındaki aylıksız izin süreleri, 23/4/1999 tarihi öncesi veya 14/2/2005 tarihi sonrasında almış oldukları disiplin cezası veya istifa sonucu öğretmenlikleri sona erip sonrasında yeniden öğretmen olarak atananların görevlerinin sona erdiği tarih ile yeniden atandıkları tarih arasında kalan süreleri, öğretmen olarak atanmadan önce 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu kapsamında araştırma görevlisi/öğretim görevlisi kadrolarında geçirilen süreler, öğretmen olarak atanmadan önce 657 sayılı kanun kapsamında diğer hizmet sınıflarında geçirilen süreler, diğer bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlarında öğretmen/sözleşmeli/ücretli öğretmen statüsünde geçirilen süreler ile usta öğretici statüsünde geçirilen süreler de dikkate alınmalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, sözleşmeli öğretmenlere verilen sözler yerine getirilmelidir
Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.
Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilme sürecine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir.
Mülakatla öğretmen alımından vazgeçilmelidir
Öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca birkaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunu zedelemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, maşerî vicdanı yaralayan mülakatla öğretmen alımından da vazgeçmelidir.
Ücretli öğretmenliğe son verilmeli, öğretmen açığı tamamen kapatılacak şekilde atama yapılmalıdır
Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar/bölgeler arasındaki nitelik farkının kapatılması, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Ücretli öğretmen sayısıyla birlikte düşünüldüğünde sistemdeki öğretmen açığının, bütçe kısıtlamaları, tasarruf tedbirleri bahanesinin arkasına sığınılarak kapatılamayacağı açıktır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu durum ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar benimsenmelidir.
Millî Eğitim Akademisi’nin halen teşkilat yapısının oluşmadığı, eğitim programlarının ve söz konusu eğitimleri verecek eğitimci kadrosunun tamamlanmadığı gözetilerek, akademi için belirlenen 10 bin atama kontenjanı KPSS puanıyla yapılacak atamalarla birlikte değerlendirilmelidir.
Öğretmenlerin yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar giderilmelidir
Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki eksiklikler, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirler alınmalı, makul ve kalıcı bir atama ve yer değiştirme sistemi kurulmalıdır.
İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde cezbedici yöntemler uygulanmalıdır
Bazı bölgelerde en büyük eğitim sorunu, kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamamış olmasıdır. Öğretmen açığını kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü ve üç yıl zorunlu çalışma süreli sözleşmeli öğretmen istihdamı getirilmiş olsa da bu uygulamaların soruna kalıcı bir çözüm getirmediği görülmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, hem istihdamda zorluk çekilen bölgelerin eğitim çalışanı açığının kapatılması bakımından hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşadığı mağduriyeti gidermesi bakımından zaruret arz etmektedir. Toplu sözleşme taleplerimiz arasında da yer alan bu teklifin hayata geçirilmesi öğretmen açığı sorununu büyük oranda çözecektir.
Eğitimin kalitesinin artırılması eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ele alınmasına, hizmetli ve memurların haklarının iyileştirilmesine bağlıdır
Memur ve hizmetlilerin özlük haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları ile diğer hizmet sınıflarında çalışanlar eğitim ve öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf etmektedir. Eğitim ve öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Bu çerçevede, bütün personelin birinci dereceye kadar yükselebilmelerine imkân sağlanmalı; birinci derecedeki bütün personele 3600 ek gösterge verilmeli; hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.
Genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları konusunda somut adım atılmalı, sınav ve atama takvimi, bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir.
Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir
657 sayılı kanunun yürürlüğe konulduğu tarihten bu yana geçen zaman zarfında kamu idaresinde gerçekleşen gelişim ve dönüşüm karşısında hiçbir fiilî gerekçesi ve olgusal gerçekliği kalmayan yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli; bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.
Yöneticilik liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalıdır
Eğitim yönetiminde temel sorun, yönetici seçme ve atamada belirsiz ve kestirilemez politikaların izlenmesi, uzun vadeli bir perspektifin oluşturulamaması, neticede kalıcı bir modelin inşa edilememesidir. Örneğin, 2004 ile 2025 yılları arasında eğitim kurumu yöneticiliğini düzenleyen yönetmelik on iki defa değişmiştir. Herhangi bir yenilik getirmeyen, birbirinin tekrarından ibaret düzenlemeler yüzünden sürdürülebilir, yürütülebilir ve tutarlı bir eğitim kurumu yöneticiliği sistemi inşa edilememiştir.
Proje okullarında yöneticilerin herhangi bir başarısızlığı veya disiplinsizliği ortaya konulmadan, somut bir gerekçe olmaksızın görev sürelerinin yenilenmemesi hem hakkaniyet ve adalet duygusunu zedelemekte hem de yetişmiş insan gücünün ve mesleki tecrübenin heba edilmesine neden olmaktadır.
Eğitim yöneticiliğinin meslekleşmesi, mesleki yeterliliklerin belirlenmesi, meslek öncesi ve meslek içinde yetiştirme ile liyakat, uzmanlık, bilgi, beceri ve tutum ekseninde yapılacak seçme ve atama, eğitim yönetiminin somut adımlar atılması beklenen temel parametreleridir. Eğitim kurumu yöneticiliğine atama/görevlendirmenin yazılı sınav puanı ile nesnel kıstaslara dayalı mesleki çaba ve başarı ölçümü üzerinden gerçekleştirileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır.
Alan değişikliği talepleri karşılanmalıdır
Bakanlığın alan değişikliği konusunda sessiz kalması, öğretmenlerin yer değişikliği başta olmak üzere özlük haklarını kullanmalarını ve kariyer planlamasını olumsuz etkilemektedir. Öğretmenlerin alan değişikliği konusundaki haklı ve yerinde beklentileri ivedilikle karşılanmalıdır.
Şube müdürlerinin ve şeflerin sorunlarına duyarlı bir yaklaşım sergilenmelidir
Şube müdürü ve şefler başta olmak üzere, yönetim hizmetleri kadro grubuna, görev, yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan, yetersiz özlük hakları verilmiştir. Şube müdürleri ve şeflerin özlük hakları, sorumlulukları ekseninde iyileştirilmeli, rotasyondan kaynaklanan sorunlar çözülmelidir.
Şube müdürlüğü, eğitim uzmanı, araştırmacı veya dengi kadrolara atananlara, fiilen öğretmen olarak görev yapmak dışında diğer şartları taşımaları kaydıyla uzman ve başöğretmenlik için başvuruda bulunma hakkı tanınmalıdır.
Şube müdürlüğü atamaları ilgili mevzuatındaki hükümlere göre gerçekleştirilmeli; 657 sayılı kanunun 76. maddesi çerçevesindeki şube müdürlüğü atamaları sadece istisnai hâllerde ve atama şartlarını taşıyan şube müdürlüğü adayları arasından gerçekleştirilmelidir. Şube müdürlüğü atamalarına ilişkin mahkeme kararlarının mağduriyet oluşturmasının önüne geçilmeli; mahkeme kararlarının uygulanmasında kazanılmış hakları koruyacak adımlar atılmalıdır.
Okulların yardımcı personel ve donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir
Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Okulların laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hâlihazırda eğitim kurumları yönetimlerinin kullanımına tahsis edilmiş hiçbir ödenek mevcut değildir. Hizmetli/güvenlik personelinin ücret, vergi ve sosyal güvenlik primleri, basit onarım, günlük rutin giderler, internet faturaları ödemeleri, sosyal faaliyetler için yol ve benzeri giderler, kırtasiye masrafları gibi zorunlu harcamalar, okul aile birliklerine yapılan bağışlardan karşılanmaktadır. Bu durumda da okul yöneticilerinin bakanlık genelgeleriyle bağış konusunda eli kolu bağlanmaktadır.
Bakanlık, yaşanan sorunları, ortaya çıkan olumsuz tabloyu dikkatlice değerlendirerek, aynı sorunların yeni eğitim-öğretim yılında da tekerrür etmemesi için muhtemel olumsuz sonuçları gözeterek soruna ivedilikle müdahale etmelidir. Temizlik ve güvenlik başta olmak üzere yardımcı hizmetler için gerekli personel ihtiyacı il veya ilçe millî eğitim müdürlükleri eliyle hizmet alımı yoluyla karşılanmalı ya da istihdam için gerekli kaynak aktarılmalıdır.
Depremin yol açtığı sorunlar tamamen giderilmelidir
Şubat 2023’te meydana gelen depremler, yaygın bir yıkıma ve 50 bini aşkın insanımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Deprem bölgesindeki konut ihtiyacı, hayat kalitesinin bozulması ve zorunlu yer değişikliği gibi etmenler, eğitim ve öğretim üzerindeki olumsuz etkilerini hâlâ hissettirmektedir. Yeniden inşa ve kentsel dönüşüm uygulamaları çerçevesinde bölgedeki eğitim kurumu ihtiyacı hızla tespit edilerek giderilmeli, mevcut kurumların altyapıları ve kapasiteleri güçlendirilmelidir. Bölgedeki eğitim ve öğretimi etkileyecek en önemli unsurlar arasında bulunan öğretmenlerin psikolojik iyi olma hâlleri, barınma, hayat şartlarının niteliği ve mevcut desteklerin devamlılığı, yeni atanacak öğretmenlerin nerelerde görevlendirileceği ve barınma şartları ile ilgili sorunlar hızla çözüme kavuşturulmalıdır.
Eğitim-öğretim, mevzuatın üstünde, müfredatın dışında, ders programlarıyla sınırlanamayacak derecede hayatın her anını kuşatan bir faaliyet olarak görülmelidir. Yaz, bir tatil değil, daha iyi bir başlangıç için bir mola olarak değerlendirilmelidir. ‘Hayat her anıyla bir okul, her yenilik gelişim için bir merhale, edinilen her güzel davranış yeni bir kazanımdır’ anlayışıyla yeni başlangıçlar için nitelikli dokunuşlar gerçekleştireceğimiz, kendimize ve gelişimimize katkıda bulunacak faaliyetlere ağırlık vereceğimiz bir dönem olması temennisiyle emeklerinden dolayı öğretmenlerimize teşekkür ediyor, öğrencilerimize güzel bir gelecek diliyor; yeni eğitim-öğretim yılına sorunsuz başlamak için mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz.