Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanımız, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı Ali Yalçın, geçmişte iş bıraktıkları, eylemler yaptıkları süreçlerin olduğunu ifade ederek, “Bu süreç bugün için de geçerlidir. Şu an bir müzakere süreci işliyor. Müzakerelerde iyi niyet yerine görüşmelerin sıkıştırılıp oyalandığını görürsek bu durumu yetkili organlarımızda tartışır ve gereği neyse eksiksiz yerine getiririz. Kamu görevlisinin tahammülü olmayan bir zemin yaşıyoruz." dedi.
Ali Yalçın, TGRT canlı yayınında toplu sözleşme sürecinde gelinen aşama ile kamu görevlilerinin taleplerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
2024-25 yıllarını kapsayan 7. Dönem Toplu Sözleşme masasında uzlaşamadıklarını hatırlatan Yalçın, “Masada uzlaşamadığımız için konu hakeme gitti ve hakemin verdiği karar aynı şekilde geçerli oldu, daha doğrusu noter olarak davranmış oldu” diye konuştu.
Kamu görevlilerinin reel kayıpları, ekonomik olarak sıkıntıları olduğunu ifade eden Yalçın, tutmayan enflasyon rakamları üzerinden imtihan edilmek istemediklerini söyledi.
Ücretler arasındaki dengesizliği herkes görüyor
Ön müzakerelerin tamamladığını, tam müzakerelere geçildiğini dile getiren Yalçın, “Tam müzakere süreci devam ediyor. Umarım ve ümit ederim ki maddeler kabul edilir, sorunlar çözülür. Çünkü kamunun sorunu çok fazla. Bizdeki sözleşmeler, işçi sözleşmeleri gibi değil. Maaş bütünlüğümüz birçok kalemden, kamu birçok sorundan, birçok ünvandan oluşuyor ve hepsinin ayrı spesifik sorunları var. Bunun çözüm yeri de toplu sözleşme masasıdır. Önceki toplu sözleşme zaten mutabakatsızlıkla sonuçlanmış, bu toplu sözleşmede olağanüstü sonuç çıkarmak gibi bir mecburiyetimiz var. Çünkü zaman sıkışık ve yüzlerce konu var. Akademik zam bir zorunluluk. Kariyer uzmanlarından tutun da müfettiş yardımcılarına varana kadar bu anlamda bazı mesleklerin yaşadığı stresi ve ücret dengesizliğini görür. Mühendislerin karşı karşıya kaldığı pozisyonu ve ücret adaletsizliğini kamu bürokrasi de çok net olarak görüyor. Yani masaya kamu işvereni olarak gelen bürokrat arkadaşlarımız da bunu çok net olarak görüyorlar. Şube müdürlerinin, bazı yöneticilerin yaşadığı sorunları görüyorlar. Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının ücret düşüklüğünü, yaşadığı sıkıntıyı, aynı statüde aynı görevi yapan, ikisi de aynı işi gören, aynı süre içerisinde çalışan farklı statüde çalışanlar arasındaki makas farkını görüyor. Dolayısıyla bunların genel idare hizmetleri sınıfına aktarılma talebimizi uzun süredir söylüyoruz. Bunun yanında, öğretmeninden hemşiresine, genel idare hizmetleri sınıfındaki çalışanlara, hepsinin masada çözüm bekleyen sorunları var. Emeklilerin 3600 ek gösterge beklentisi geçen dönemden beri devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kamu görevlilerinin tahammülü olmayan bir zemin yaşıyoruz
Geçmişte iş bıraktıkları, eylemler yaptıkları süreçlerin olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu süreç bugün için de geçerlidir. Şu an bir müzakere süreci işliyor. Süreç içerisinde bu iyi niyeti karşı tarafta görmezsek, dolayısıyla masa oyalanarak sıkıştırılırsa bunu yetkili organlarımızda tartışır ve bunun gereği ne ise eksiksiz bir şekilde yerine getiririz. Çünkü kamu görevlisinin tahammülü olmayan bir zemin yaşıyoruz. Gerçekten ücretler baskılandı, enflasyon arttı. Piyasadaki rakamlar, fiyatlar ortada. Dolayısıyla kamu görevlisi bu anlamda zorlanıyor; kira vermekte zorlanıyor, çocuğuna haçlık vermekte zorlanıyor, işini görmekte zorlanıyor. Bunun çözüm yeri de bu masa” şeklinde konuştu.
Tüm müzakerelerin tutanak altına alındığı bir toplu sözleşme masası istiyoruz
Ali Yalçın, toplu sözleşme masasının bir tutanak sisteminin olmadığına dikkat çekerek, “Biz istiyoruz ki masanın bir ciddiyeti olsun, bir tutanağı olsun. Suya yazılır gibi söylenen, verdim denilen, daha sonra veremiyoruz denilebilen tuhaf bir durum... Ne emniyeti ne önemi var. Şu açıdan önemli tutanak, masada uzlaştığınız konuyu tutanak hâline getirip karşılıklı iki tarafın imzalaması gerekiyor. Paraf koyarsınız, sonra maddenizi revize edebilirsiniz. Onun için masa başlarken 28 Temmuz’da çok net olarak dedik ki bakın geçen dönemleri yaşadık, bundan önceki toplu sözleşme süreçlerini test ettik. Tutanaklı bir masa istiyoruz. Devletin ciddiyetine uygun bir davranış bekliyoruz. Çünkü söz uçar yazı kalır, ortada bir yazı olsun” diye konuştu.
Emekli 25 bin lira maaşla ayakta kalabilir mi?
Hassas oldukları bütün konuların masada tartışıldığını söyleyen Yalçın, şöyle devam etti: “Bizim buradaki temel beklentimiz ve gayretimiz şu, kamu görevlilerinin sorunlarına çözüm bulunmasını sağlamak. Kamu görevlilerinin alım gücünü yükseltecek şekilde oranlarla masaya gelmek gerekiyor, reel kayıplarını telafi etmek gerekiyor. Emeklilikte yaşadıkları travmayı ortadan kaldırmak gerekiyor. Çünkü görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki makas çok açıldı. Görevdeyken aldığı ücret ile emekli olduğunda aldığı ücret farklı. Yani diyelim memur 49 TL ücret aldıysa, eşi çalışan, iki çocuklu, en düşük memur emekli olduğunda 30 yıl hizmeti mi var? 25 TL, 25 lirayla kim ayakta kalabilir? Asgari ücret vererek emekli ayakta kalabilir mi? Memurun bu kadar yıllık emeğinin sonucu bu mu? İşçi kardeşlerimizde tüm gelirler emeklilikte sayıldığı için bu sorun yaşanmıyor ama bizde ek ödemeler, ilave tazminatlar, ek dersler, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik ücretleri, döner sermaye, öbürü diğeri bunların hepsi emekli keseneğine tabi tutulmayıp kapsam dışı tutulduğu için ortadaki rakam üzerinden bir emeklilik hesabı yapıldığı için bu sıkıntı oluşmuş durumda. Seyyanen zammın emekliliğe dahil edilmemesiyle bu uçurum daha da açılmış durumda.”
Toplu sözleşme masası sorunlarımızın çözüm yeri
Sabit ücretlerin enflasyon karşısında baskılanarak bu sürecin yürümesinin mümkün olmadığına işaret eden Yalçın, “Onun için çalışan üzerinden sahanın da rahatlatılması, piyasanın da rahatlatılması gereken bir mecburiyet. Evet, kamuda çalışma barışı bozuldu. Ücret dengesizliği var kamuda, yani çalışanlar arasında statüsü aynı olanda da ücret dengesizliği oluştu. Statüsü farklı olup aynı işi yapanların da arasında bir ücret dengesizliği var” ifadelerini kullandı.
Ücret adaletsizliğini gidermek, alım gücünü yükseltmek, emeklilerin durumunu gözetmek, çalışılabilir bir ortam oluşturup kamuda çalışma barışını temin etmek; akademik zamdan şube müdürlerine, mühendislerden yardımcı hizmetlere, genel idare hizmetler sınıfından tutun ilave bir derecenin verilmesine, görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağın yeniden kurulmasından tutun aile yardımlarına varana kadar birçok konuyu toplu sözleşme masasına taşıdıklarını belirten Yalçın, şunları kaydetti: “Ve çözüm yeri de burası. Sendika olarak ne yapılması gerekiyorsa onu ortaya koyacağız. Bu konuda hiç kimse endişe etmesin. Çünkü bu geçen dönem masada uzlaşılamayanın bedeli memurun sırtına yıkıldı. Dolayısıyla buna bu dönem tahammülümüz yok. Bu masadan çözüm çıkmak zorunda.”
Ali Yalçın, “Ücretler yetersiz, mevcut ekonomik şartlarda zorlanıyoruz.
Reel kayıtlar var. Bir an önce toparlanmalı, emekli olanlar da bu bunalımın içerisinden çıkarılmalı. Çünkü ortadaki durum hakikaten sıkıntılı bir durum ve tahammül edilebilir bir durum değil” şeklinde sözlerini tamamladı.