Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, memur ve emekli ücretlerinde seyyanen zammın şart olduğunu bildirdi.
Genel Başkanımız Ali Yalçın, Ekol TV’de yayınlanan “Kritik Gündem Özel” programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarına, çalışma hayatındaki güncel gelişmelere ve kamu personelinin 2026 yılındaki beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve izleyicilerden gelen soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile geçen hafta gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarına ilişkin soru üzerine Yalçın, kamu görevlileri ve emeklileri boyutuyla uzun süredir bir mücadele yürüttüklerini anlattı.
8. Dönem Toplu Sözleşme’de oransal zam konusundaki tekliflerin beklentiyi karşılamaması nedeniyle uzlaşma sağlanamadığına işaret eden Yalçın, bu açıdan memurlara yeni bir iyileştirme yapılması gerektiği konusunda bir taleplerinin bulunduğunu belirterek, “Seyyanen bir iyileştirme kamu görevlilerine ve emeklilere yapılmalı ve bu emekliliğe de yansıtılacakşekilde olmalı.” dedi.
Seyyanen iyileştirmenin kamu görevlileri arasında ücret dengesinin sağlanamaması dolayısıyla da şart olduğunun altını çizen Yalçın, “Köklü bir çalışma ihtiyacı zaten var. Onun için Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Bakanlar, siyasi muhataplar olmak üzere kiminle diplomasi yapsak gündemimizde bu konular var. Onun için Cumhurbaşkanımız ile detaylı bir görüşme talebimiz oldu, kısa bir görüşmeydi, detaylı bir görüşme talebimiz oldu. İstiyoruz ki bu resmi kendisiyle çok net olarak paylaşabilelim. Çünkü resmi paylaştığımız siyasi muhataplar, bakanlıklar bizi bu anlamda anlamıyor değil, anlıyorlar ama anlamanın gereğini yerine getirmiyorlar.” diye konuştu.
Ekonomik tablonun, sabit gelirliyi, memuru zorladığına dikkati çeken Yalçın, şöyle konuştu:
“Kiralar insanları bu anlamda hakikaten bunaltmış durumda ve memurlar, kirayı ödeyerek çocuklarına yatırım yapabilecek boşluğu da bulamıyorlar. Ancak kirayı ödeyip normal durumu zor idare edebiliyorlar. Ortadaki tablo bu boyutuyla mutlaka ama mutlaka bir adım atılması gerektiğini ortaya koyuyor. Biz toplu sözleşmede birçok taleple masaya gittik ama götürdüğümüz talepler içerisinde 58 maddeyi bütün çalışanlara bu anlamda dokunabilecek bazı iyileştirmeleri yapabildik ama oransal kısımda esas oransal kısımda bu anlamda uzlaşamadık. 3 teklif getirildi, 2 ciddi teklif bir de 1000 TL bir taban aylığa iyileştirme dediler. Biz taban aylık iyileştirmesini daha yüksek istemiştik. Bu açıdan bu rakamlar bu beklentiyi karşılamaz dedik. Çünkü kamuda bir ücret adaletsizliği oluştu, bir dengesizlik oluştu çalışanlar arasında. Bunu düzeltebilecek teklifleri yeterli kadar müzakereye ve onu karşılayacak yeterli bütçeye bu anlamda kapı aralanmadı. Bu boyutuyla bizim bir huzursuzluğumuz var. Biz istiyoruz ki kamu görevlilerinin arasındaki ücret dengesizliği giderilsin, gelir adaleti sağlansın ve kamu görevlileri refah düzeyinde ücret alabilecek seviyeye gelsin. Derdimiz bu. Çalışanlar arasında bir kıyas aldı başını gidiyor doğal olarak. Bu ne bu hükümete yakışıyor, ne kamu görevlilerine yakışıyor. Bu açıdan mutlaka ama mutlaka toplu sözleşmede uzlaşamamış olmanın neticesinde hükümetin mutlaka ilave bir adım atmasına ve seyyanen iyileştirme yapmasına ihtiyaç var diyoruz.
Seyyanen zam konusunu biz Cumhurbaşkanımızla, Cumhurbaşkanı Yardımcısıyla, Bakanla, siyasilerle her yerde gündeme getiriyoruz. Niye? Çünkü bu kaçınılmaz bir teklif ve talep. Bunu mutlaka ama mutlaka zamanında yapmak gerekiyor. Çünkü kamu görevlilerinin buna şiddetle ihtiyacı olduğu gibi kamudaki bu ücret adaletsizliği dolayısıyla bir an önce köklü bir çalışmayı da beraberinde yapmaya ihtiyaç var.”
“Kariyer mesleklerle ilgili düzenlemeyi genişletmek gerekiyor”
Ali Yalçın, sadece seyyanen zam yapmakla tartışmanın bitmeyeceğini vurguladı.
Meclis’te bütçe sürecindeki kariyer mesleklere ilişkin yapılan iyileştirme konusuna değinen Yalçın, bu konuda toplu sözleşmede de tekliflerinin bulunduğunu ancak o dönemde bu konuya kapı aralanmadığını aradan kısa bir süre geçtikten sonra ise yeniden bir adım atıldığını söyledi.
Bu adımın atılmasından rahatsız olmadıklarının altını çizen Ali Yalçın, ancak bu konuda
manipülasyon yapıldığını vurguladı.
Yaptığı çeşitli görüşmelerde de bu konuyu gündeme getirdiğini dile getiren Yalçın, “Bu konuda evet böyle bir ihtiyaç var zaten biz bunu toplu sözleşme masasına taşımıştık. Fakat burada bu düzenlemeyi yaparken bu düzenlemeyi genişletmek gerektiği konusunda bir ısrarımız var. Bu gayet doğal bir talep.” ifadelerini kullandı.
Kariyer mesleğin içerisinde en büyük kariyerin bilim adamlığı olduğunu belirten Yalçın, “Siz doçenti, profesörü, doktora yapan insanı buna katmazsanız onların aldığı rakamlar herkesin bu anlamda gözünün önünde.” dedi.
“Köklü bir kamu personel sistemini baştan sona ele almak gerekiyor”
Ortada bir çarpıklık bulunduğunu vurgulayan Yalçın, “Bunu yapıyorsanız siz o zaman akademik zammı içerisine koyacaksınız. Mühendislerin durumu bu anlamda gerçekten izah edilebilir değil. Dolayısıyla masada da bu konuda bir adım attık, bir mütevazı adım, bir dokunuş yapıldı ama bu o ihtiyacı karşılayabilecek bir dokunuş değil. Onun için masada stres yükseldi.” değerlendirmelerinde bulundu.
Ali Yalçın, “Köklü bir kamu personel sistemini baştan sona ele alacak, skala ayarlamasını aşağıdan yukarı doğru o hiyerarşik sistemi de dikkate alarak eşitlik temelli değil adalet temelli bir düzenlemeye şiddetle ihtiyaç var. Çünkü kamuda çalışma barışı bozuldu, ücret adaletsizliği dolayısıyla kamuda ciddi bir tartışma yürüyor. Bu tartışmayı hükümet görmezden gelmemeli, bakanlıklar görmezden gelmemeli, Maliye bunun üzerine kulağının üstüne yatmamalı. Mutlaka ama mutlaka toplu sözleşmede tartıştığımız konuların ne kadar hakikat olduğu bugün getirilen düzenlemede ortaya çıkan kamuoyu tepkisinden de çok net olarak kendini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Ali Yalçın, kamuda işçi ve memur maaşlarına ilişkin değerlendirme yaparken, bu konuda da manipülasyon yapıldığını belirterek, “Yüksek gerilimin tepesinde civatasıkıştıran adamla kendini kıyaslayan bir tane memur görmedim. ‘Ona bana verdiğinin iki katını ver’ diyor. Niye? Çünkü o bir işçi işi ve yüksek gerilimin tepesinde civatasıkıştırıyor, riskli bir meslek yapıyor. Kimse kendini onunla kıyaslamıyor. Kimse kendisini kömür ocağının dibinde çalışan, madenciyle akşama kadar kara kömür yutan, ciğerleri, yüzü simsiyah olmuş, akşam çıktığında, bu anlamda hakikaten yorgun bitkin düşmüş kimseyle kimse kendini kıyaslamıyor.” diye konuştu.
Ancak aynı işi yapan, biri işçi biri memur statüsünde olan çalışanlar arasında kıyasın olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu doğru bir kıyas. Kimse bundan huzursuz olmasın. Burada o arkadaşa verilmesin diye bir şeyi kimse algılamasın. Burada söylenenler şu: Benimkisi bundan düşük kalmamalı. Aynı işi yapıyoruz çünkü.” ifadelerini kullandı.
Yalçın, ücretler arasındaki farkın giderek açıldığını belirterek, “O zaman sen neden okumayı, dirsek çürütmeyi bu kadar değersizleştirdin ve bu işi bu hale getirdin diye sormak benim en doğal hakkım. Ortada bir adaletsizlik var bunu söylemek benim en doğal hakkım.” dedi.
90’lı yıllarda parodilere konu olan kamudaki ücret adaletsizliğine ilişkin sorunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AK Parti’nin bitirdiğini ifade eden Yalçın, fakat bu sorunun geri geldiğini kaydetti.
Kamuda ücret rejiminin, verimliliğinin, dolayısıyla ücret skalasının yeniden ayarlamasının nasıl yapılabilirliğinin konuşulması gerektiğine dikkati çeken Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben bir konfederasyon olarak kamu personel sistemini çalışıyorum. Kamu personel sisteminde güncel hukuk sorunları çalışıyorum. Dolayısıyla bunların tamamını rapor olarak ortaya çıkarıyorum ve diyorum ki bu konuda bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunu da muhataplarına sunuyorum. O zaman onlar da ‘gelin bunu tartışalım, şöyle bir projeksiyon içerisinde. 2026'nın şu tarihinde bunu uygulamaya geçirecek şekilde mutfağa işletelim’ desinler.”
Sorunun çözümünün toplu sözleşme masasında olduğuna işaret eden Yalçın, “Toplu sözleşme masasında her şey tartışılır. Bunun yolu sosyal paydaşları sürecin içerisinde tutmak. Oturup beraber tartışmayı yapmak ve uygulanabilir, adaleti sağlamış, dolayısıyla sürdürülebilir, toplumsal açıdan da fayda üretebilecek bir sistemi inşa edersiniz.” dedi.
Ali Yalçın, yaptıkları bütün çalışmaların kamuda barışı, verimliliği, ücret adaletini sağlamaya yönelik olduğunun altını çizdi.
“Beklentimiz kamu personel sisteminin sosyal paydaşlarla çalışılması”
Kamu personel sisteminin çalışılması gerektiğini belirten Yalçın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kısa bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, “Detaylı bir anlatım yapmamız lazım” dediğini aktardı. Erdoğan’ın da “Bu konuda bir planlama yapılsın ve görüşelim” dediğini de dile getiren Yalçın, beklentilerinin kamu personel sisteminin sosyal paydaşlarla beraber oturup baştan sona çalışılması olduğunu kaydetti.
Ali Yalçın, toplu sözleşme sisteminin pek çok adaletsizlikler içerdiğini ve bunun da düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
“Uzman ve başöğretmenlik ilave ödemelerinin emekliliğe sayılması konusunu çözmeye çalışıyoruz”
Bir izleyicinin sorusu üzerine Yalçın, Öğretmenlik Mesleği Kanunu kapsamında, uzman ve başöğretmenlik ilave ödemelerinin emekliliğe sayılmamasının oluşturduğu sorunu çözmeye çalıştıklarını ifade etti.
Sözleşmeli memurlara eş durumu tayin hakkına ilişkin soru üzerine Yalçın, kamuda sözleşmeli değil kadrolu atanmanın esas olmasını savunduklarını ifade etti.
Kamuda 4 + 2 düzenlemesine karşı çıktıklarını ve tepkilerinin ardından bir adım geri çekilerek “3 + 1” sisteminin getirildiğini belirten Yalçın, buna da karşı çıktıklarını çünkü bu sistemde aile bütünlüğünün sağlanamadığını vurguladı.
Ali Yalçın, toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin hükümlerin yer aldığı 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun çarpıklığını gösteren örnekler verdi.
“Akademik zam lüks değil, zorunluluktur”
Ali Yalçın, akademik zam konusunda görüştüğü YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ınbu konuda da kendileriyle aynı noktada durduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bunun bir ihtiyaç olduğunu araştırmak için akademik kadroların, bilim kadrolarının bu rakamlarla yeterli araştırma yapamadığını, yeterli şekilde ayakta duramadığını O da görüyor. Bu açıdan akademik zam şu an bir zorunluluktur. Bir lüks falan değil, bir ihtiyaç değil. Bunu hiç geciktirmeden yapmak lazım. Bu ülkede akademik kadroların durumlarını iyileştirmeden akademiyi iyileştiremezsiniz. Kişi neyle araştırma yapacak? Yani verdiğiniz rakamlar ne? Burada araştırma görevlisini karşı karşıya bıraktığınız rakamla neyin araştırmasını yapacak? Profesörün bu anlamda 100 bin lira aldığı yerde başka yerlerdeki ücret kıyası yaptığı zaman profesör diyor ki bu nasıl bir şeydir? Bu açıdan akademik zammı ötelememek lazım. Bu konuda çeşitli araştırmalar yaptık, çalışmalar yaptık, tablolar yaptık, ziyaretler yapıyor, diplomasi yapıyor, konuyu anlatmaya çalışıyoruz. Kariyer zammının içerisinde en büyük kariyer olan bilim adamlarının zammı yok. Bir eğitim sendikasının başkanıyım aynı zamanda ben Türkiye'nin en büyük eğitim sendikasının Eğitim-Bir-Sen’in de genel başkanıyım. Onun için bu bizim sorumluluk alanımızda olan bir konu ve ısrarla bunu toplu sözleşmede dile getiriyoruz ve bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz. Çünkü bir an önce bu konuda adım atılmak zorunda. Akademisyenlerin durumu tahammül edilebilir durumda değil.”
“Ek atama içerecek şekilde yeni öğretmen ataması takvimi gerekli”
Ali Yalçın, öğretmen atamalarına ilişkin soru üzerine, öğretmen atama sayılarının şu an yetersiz olduğunu vurguladı. Yalçın, 2003'ten bu tarihe kadar 812 bin 799 atama yapıldığını 2025 içerisindeki rakamların dahil edildiğinde ise bu sayının 837 bindolayında olduğunu belirtti.
Hükümetin 50 bin, 40 bin dolayında atama yaptığı yıllardan örnekler veren Yalçın, ancak şu anki sayıların yetersizliğine dikkati çekerek, “Biz diyoruz ki ihtiyaç var. Ücretli öğretmen çalıştırıyorsun. Dolayısıyla bu ihtiyacı gidermek için ücretli öğretmen çalıştıracağına kadrolu ata. Bunu bekleyen insanlar var ve KPSS puanını geçmiş, yıllarca dirsek çürütmüş, sınavı geçmiş, atama bekliyor. Kontenjanı düşük tutmanın bir anlamı yok. Bunu kadrolu öğretmenle karşılamak gerekir. Onun için bir an önce bu konuda adım atılmalı. Ek atama içerecek şekilde mutlaka yeni bir öğretmen ataması takvimi gerekli.” ifadelerini kullandı.
7. Dönem Toplu Sözleşme’de 3600 ek gösterge konusunda alınan kararı hatırlatan Yalçın, “Vaat lafta kalmamalı. Bir an önce hayata geçmeli. 470 bin kişilik bir sayıdan bahsediyor Bakanlık. Bu sayı dolayısıyla bunu öteliyor. Biz de diyoruz ki bunu bir an önce yapın ve ötelemeyin diyoruz. ‘Yapmayacağız’ demiyorlar. Takvim konusunda bir mali planlama yapmaya çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki zaten ekonomik sıkıntı var. Öyleyse gelin şunu bir an önce hayata geçirin ve hem birinci dereceden emekli olup mağdur olanın elini rahatlatın, hem de emekli olacak olanın bütçesini rahatlatın ve emekli ikramiyesini yükseltin diye onun için özellikle söylüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Emekliler alacaklı”
Ali Yalçın, memur emeklilerinin ekonomik durumuna değinerek, mevcut maaşların yetersiz olduğunu vurguladı.
Önceden memurun görev aylığı ile emekli aylığı arasında bir korelasyon bulunduğunu anlatan Yalçın, bu oranın yüzde 75’in altına düşmediğini ancak şu an yüzde 50’nin altına indiğini belirterek, “Onun için emekliler şu an alacaklı.” dedi.
Memurların aldıkları tüm gelirlerin emekli keseneğine dahil edilmesini isteyen Yalçın,
“Bu köklü bir sorun. Bunu öteledikçe bu büyük bir toplumsal soruna dönüşecek.” dedi.
“Kamu mühendisleri için meslek kanunu çıkarılmalı”
Ali Yalçın, kamu mühendislerinin kariyer meslek olduğunu ancak maaşlarındaki dengesizlik bulunduğunu belirterek, Mühendislik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasın gerektiğini bildirdi.
Aile Yılı kapsamındaki talepleri Aile Bakanlığı ile sürekli görüştüklerini belirten Yalçın, doğum izinlerinin artmasının gündemde olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını belirterek eş yardımının artırılmasından çocuk yardımına ve aile dostu vergi politikasına kadar bu alanda pek çok tekliflerin bulunduğunu anlattı.
Sendikaları olmayan polislere ilişkin bir soru üzerine Yalçın, “Ülkemizin güvenliği için canlarını feda eden bu arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Haklı beklentilerinin karşılanması gerektiği, bunun için de sendikalı olmaları gerektiği konusunda bizim bir tutumumuz var. Sendika deneyimleri oldu ve biz o süreçte destek verdik. Sınırları çizilebilir ama meselelerini masaya taşıyabilecekleri bir temsiliyetlerin olması demokratik katılımın gereğidir. Spesifik sorunları var. Onun için temsiliyet hakkı verilmeli ve sendikalı olmalarının yolu açılmalı.” diye konuştu.
Yalçın, 4688 sayılı yasaya ilişkin çalışmalarda bu konunun da ele alınması gerektiğine işaret etti.
Ali Yalçın, kamudaki koruyucu giyim yardımı konusunda yaşanan sıkıntılar konusunda Maliye ve Çalışma Bakanlıklarını göreve davet ettiğini sözlerine ekledi.