Memur-Sen’e bağlı sendikaların binlerce üyesi, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Ankara Anıtpark’ta bir araya geldi. “İnsanca Yaşam, Hak, Emek, Adalet” temasıyla düzenlenen mitingde, Anıtpark miting alanını dolduran emekçiler, haklı taleplerini güçlü bir sesle haykırdı.
EĞİTİM-BİR-SEN HABER MERKEZİ
Güvenlik tedbirleri kapsamında polis bariyerleriyle çevrilen alana, "İnsanca Yaşam, Hak, Emek, Adalet”, "Vergide Adalet", “Grev Hakkı İstiyoruz”, “4688 Değişsin, Sendikal Haklar Tam Verilsin”, “Adil Bir Dünya İçin Hep Birlikte”, “Zulme Savaşa Soykırıma Hayır”, “Güçlü Aile Büyük Türkiye- Doğum İzni Artırılsın, Anayasa Değişsin Aile Korunsun, Kreş Hizmeti Verilsin” pankartları asıldı.
Meydanı dolduran kamu emekçileri, taleplerini yüksek sesle dile getirdi. “Memurun isteği adil paylaşım”, “Emeğin gücü sermayeden büyüktür”, “Aileyi korumak vatanı savunmak” gibi sloganlarla adil paylaşım, emeğin gücü ve aile yapısının korunması vurgulanırken; “Sözleşmenin ilacı sendika yasası”, “Doğru yasa, etkili masa”, “Sözleşme kararı yok sayılamaz”, “Toplu sözleşme yasasını değiştir” gibi sloganlarla da toplu sözleşme süreçlerindeki beklentiler vurgulandı.
“3600 ek gösterge nerede?”, “Emekçinin hakkından tasarruf olmaz”, “Enflasyon düşüyor, memurun ezilmesi değişmiyor” sloganlarıyla ise çalışma hayatındaki talepler vurgulandı. Miting alanından ayrıca “Yaşasın Filistin, yaşasın Türkistan” sloganıyla da Gazze ve Doğu Türkistan için uluslararası müdahale çağrısı yükseldi.
Mitinge, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın, Memur-Sen Yönetim Kurulu üyeleri, konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetimlerinin yanı sıra STK temsilcileri ve gönüllüleri ile binlerce Memur-Sen üyesi katıldı.
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın, 1 Mayıs mitingindeki konuşmasına, Erdem Bayazıt’ın Nuri Pakdil’e ithaf ettiği “Birazdan Gün Doğacak” şiirini okuyarak başladı.
Mitingdeki konuşmasında emek mücadelesine vurgu yapan Ali Yalçın, alandakilere “Müjdenin kurşun yükünü sırtında taşıyan emekçilere selam olsun. Ahiler şehri, Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’da, Hacı Bayram-ı Veli’nin manevi gölgesinde buluşanlara selam olsun. Büyük Türkiye için, adil bir dünya için; Hak diyen, Emek diyen, Adalet diyen, kamu görevlilerine, emekçilere selam olsun.” sözleriyle seslendi.
Konuşmasında, sendikal mücadelenin köklü geçmişine değinen Yalçın, “33 yıl önce örgütlü mücadelemizi başlatan, başta Mehmet Akif İnan olmak üzere davaya ömür veren öncülerimize rahmet olsun.” diye konuştu.
Daha önce Diyarbakır, Çanakkale, Konya, Kahramanmaraş, Kütahya, Kocaeli, Şanlıurfa ve Samsun gibi şehirlerde yapılan 1 Mayıs buluşmalarının ardından bu yıl 13 yıl aradan sonra yeniden Ankara’da olduklarını belirten Yalçın, birlik ve dayanışma mesajı verdi.
Buluşmanın kamu görevlileri, üyelerimiz, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için, mağdur ve mazlumlar ile emek mücadelesi adına hayırlara vesile olmasını dileyen Yalçın, “İnsanca Yaşam İçin, Hak-Emek-Adalet” temasıyla Ankara Anıtpark’ta düzenlenen mitingde tüm emekçileri ve sendikaları selamlayarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.
Ali Yalçın, 1 Mayıs’ın, kardeşliğin, birliğin, emeğin, dayanışmanın günü olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1 Mayıs, emeğin, emekçinin sesinin, sözünün yükseldiği gündür. 1 Mayıs, dünya mazlumlarıyla dayanışmanın günüdür. Bizim için 1 Mayıs; emperyalizme karşı küresel adaleti, kapitalizme karşı alın terini, zulme karşı mazlumu savunma günüdür. 1 Mayıs, emeği istismar edenlere, kaos ve kargaşa peşinde koşanlara ‘dur’ deme günüdür. 1 Mayıs, küresel ifsat şebekelerine, aile düşmanlarına, LGBT borazanlarına ‘sus’ deme günüdür.”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, konuşmasında gelir dağılımında adaletin sağlanması, alın terinin karşılığının verilmesi ve krizlerin faturasının emekçiye yüklenmemesi için alanda olduklarını vurguladı.
İnsan onuruna yaraşır bir çalışma hayatı, güvenceli ve kadrolu istihdam, doğru düzgün kamu personel sistemi ve etkili bir sendika yasası talep ettiklerini belirten Yalçın, “Vergide adalet için, adil bölüşüm için, ‘Dünya 5’ten, emek sermayeden büyüktür’ demek için buradayız” dedi. Yalçın, barış, kardeşlik, birlik, beraberlik ve emek mücadelesinin önemine vurgu yaptı.
-“Birleşmiş Milletler’den istatistik açıklamaları değil, müdahale etmelerini bekliyoruz”
Yalçın, 1 Mayıs’ta sadece emek ve ekmek için değil, insan onur ve haysiyetini savunmak için de toplandıklarını vurguladı.
Emperyalistlerin, demokrasi vaadiyle bölgeye kan, gözyaşı, ölüm ve soykırım getirdiğini belirten Yalçın, şöyle konuştu:
“Coğrafyamız kan ağlıyor. Dün Afganistan’da, Bosna’da, Irak’ta, Suriye’de yaptıklarını bugün Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Yemen’de, Lübnan’da, Gazze’de yapıyorlar. Gazze’de gözlerimizin önünde yüzyılın soykırımı yaşanıyor. Siyonist İsrail ve ABD 19 aydır Gazze’de çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden on binlerce insanı katletti. Yaralı sayısı 100 bini geçti. Gazze artık dünyanın en büyük toplu mezarı. Hükümetlerden kınama değil, ambargoyu yıkacak, soykırımı durduracak bir irade bekliyoruz. Birleşmiş Milletler’den istatistik açıklamaları değil, müdahale etmelerini bekliyoruz. Merak ediyoruz; uluslararası toplum, İslam ülkeleri soykırımı durdurmak için neyi bekliyor? Hadi soykırımı durduramıyorsunuz, insani yardımda mı yapamıyorsunuz? İnsanlar açlıktan ölüyor. Yere batsın reelpolitiğiniz. Yere batsın siyasi dengeleriniz. Ulusal çıkarlarınızın canı cehenneme.”
Ali Yalçın, Gazze’ye yönelik saldırılara karşı verdikleri mücadeleye dikkati çekerek, “Gazze için 19 aydır meydanlardayız. Meydanları doldurmaya devam ediyoruz. Unutmayalım ki meydanlar harekete geçmeden, liderler harekete geçmez.” ifadelerini kullandı.
Gazze’nin, insanlığın vicdanı olduklarını ve bu duruşlarını kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Yalçın, “Birileri ‘bize ne Gazze’den, İsrail darılmasın, Batılı müttefiklerimiz üzülmesin’ diyebilir. Biz soykırımın sponsorlarını boykot ederken, birileri yerli ve milli markaları boykot çağrısı yapabilir. Ama biz bunlara aldırış etmeden tarihin doğru yerinde durmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, dünyanın dört bir yanında, dili ve dini ne olursa olsun, Gazze’nin vicdanı olanlarla aynı safta durmaya devam edeceklerini ifade ederek, “Masum çocuklar aşkına, savunmasız kadınlar aşkına, bebeğinin parçalarını poşette taşıyan gözü yaşlı babalar aşkına, biçare, gözü yaşlılar aşkına, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Gazze’yi yalnız bırakacak mıyız? Boykot ürünü alacak mıyız? Reelpolitiğe teslim olacak mıyız? Hayır” sözleriyle çağrısını yineledi.
Ali Yalçın, küresel düzeyde yaşanan adaletsizliklere ve eşitsizliklere dikkati çekti.
“Dünyanın adalet sorunu var, insanlığın merhamet sorunu var.” diyen Yalçın, kapitalist ülkelerin kan üzerine kurulu refah sistemini eleştirerek, “Yeryüzünde 1 milyar insan açsa adalet nerde? Dünyanın en zengin yüzde 1’i, küresel servetin yüzde 54’ünü elinde tutuyorsa adalet bunun neresinde? Milyonlarca çocuk açlıktan ölüyorsa merhamet nerde?” ifadelerini kullandı.
Gelir adaletsizliğine de dikkati çeken Yalçın, “3,6 milyar kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyorsa vicdan nerde? Bir CEO’nun bir saatte kazandığını bin işçi ömrü boyunca kazanamıyorsa insaf nerde? Onun için örgütlü mücadele önemli, dayanışma önemli. Bizi teslim almak isteyen bu gidişe örgütlü gücümüzle, dayanışmamızla dur demek için varız. Emeğimizin hakkını almak, sosyal adaleti sağlamak için varız. Değerlerimizi korumak, aileyi savunmak, toplumu ayakta tutmak için varız.” değerlendirmesinde bulundu.
-“Bazı sendikal görünümlü lejyonerler, bu kirli odakların taşeronluğunu yapıyor”
Ali Yalçın, konuşmasında aile kurumuna yönelik tehditlere dikkati çekerek kültürel ve manevi değerlere yönelik saldırılara karşı toplumsal duyarlılık çağrısında bulundu.
“Kültürümüz, aile değerlerimiz, inancımız, geleneğimiz ve örfümüz saldırı altında” diyen Yalçın, küresel yapıların moda, dijital yayınlar ve sosyal medya üzerinden gençleri köklerinden koparmaya çalıştığını, aileyi hedef aldıklarını anlattı.
Sapkın lobilerin fonlandığını, cinsiyetsizleştirme politikalarının dayatıldığını ifade eden Yalçın, “Bazı sendikal görünümlü lejyonerler, bu kirli odakların taşeronluğunu yapıyor ve okullarda yazı tahtalarını mora boyama eylemi yaparak çocuklara LGBT propagandasına kalkışıyorlar. Kimse bu milletin çocuklarını ifsada koyulmasın; eğitim ortamlarını kamuyu provoke etmeye kalkmasın, ideoloji taşeronluğu yapmasın; sendikacılık yapsın, emeğin ekmeğin peşinde koşsun.” diye konuştu.
Aile yapısının çökertilmeye çalışıldığını belirten Yalçın, “Aile meselesi bir beka meselesi.” vurgusunu yaptı.
Bu konudaki tehlikenin görülerek 2025’in Aile Yılı ilan edilmesinin önemli bir adım olduğunu ifade eden Yalçın, “Ailenin anayasal koruma altına alınması” için başlatılan imza kampanyasının sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:
“Bu kampanyayı büyüteceğiz. Aileyi anayasal güvenceye aldıracağız. Aileyi savunmaya, nesli korumaya devam edeceğiz. Madem aileyi koruyacağız, madem aile yılı, aile tanımını değişsin, ailenin evlilik yoluyla kadın ve erkekten oluştuğu Anayasal güvenceye kavuşsun. Aileyi kriminalleştiren, mahremiyeti yok eden, sapkınlığı özendiren gündüz kuşağı programlarına, dizilere, dijital yayın platformlarına, sosyal medyaya sıkı yaptırımlar getirilsin. Çalışanların aile bütünlüğü sağlansın, insan yavrusuna manda yavrusundan daha fazla teşvik verilsin, Aile ve Çocuk yardımı sembolik olmaktan çıksın. Doğum ve süt izinlerinin süresi artsın, kreş imkanı sağlansın. Ya da büyük kurum bünyesinde kreş açılsın. Aile Dostu Vergi Politikasına geçilsin, aile sembolik değil gerçekten önemsensin.”
Ali Yalçın, ekonomik koşulların kamu görevlileri üzerindeki baskısına dikkati çekerek,
“Nüfus hızımız 1,5’in altına düştü, çocuk sayısını artırın, diyorsunuz. Kamu görevlileri diyor ki; ücretlerin düşük, kiraların, çocuk bakım giderlerinin, eğitim masraflarının yüksek olduğu bu zamanda tavsiyeye uymanın değil, günü kurtarmanın derdindeyiz. Hakemin verdiği zam aza koysan dolmuyor, doluya koysan taşmıyor.” ifadelerini kullandı.
Siyasi iktidarın, ekonomi yönetiminin bu tabloyu görmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Bu adaletsiz gidişe dur demeli, alım gücünü yükseltmeli. Bunun için diyoruz ki enflasyon düşürülsün, fiyat istikrarı sağlansın, ama bu emekçiyi, sabit gelirliyi ezerek yapılmasın. Alın terimiz bütçe denkleştirmelerine, mali dengelere kurban edilmesin. Müsebbibi olmadığımız enflasyonun faturası bize kesilmesin. Ücretli yüksek vergi yükünden kurtarılsın. Refah payıyla alım gücümüz yükseltisin. Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağı yeniden tesis edilsin. Seyyanen zam bir an önce emeklilere verilsin.” diye konuştu.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yaklaşan 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mevcut toplu sözleşme sisteminin sorunları çözmekten uzak olduğunu belirten Yalçın, şunları kaydetti:
“Bütün bu meseleler masada çözülebilir meseleler. Ama mevcut toplu sözleşme sistemi buna müsaade etmiyor, toplu pazarlık süresi sorunları çözmeye yetmiyor. Hakemin yapısı ne memura şifa, ne de adaletsizliğe deva. Emeğimizin patent hakkı yok, alın terimiz peşkeş çekiliyor. Yetkisize konfor, yetkiliğe eziyeti reva gören bu çarpıklık giderilmeli, adam gibi bir toplu sözleşme sistemi kurulmalı. Görüşmeler tutanağa değil suya yazılıyor. Devletin dili yazıdır, müzakerelerin teminatı tutanaktır. Tutanaksız bir sistem olur mu, bu devlet ciddiyetine de yakışmıyor. Bunun için 4688 bir an önce değişmeli. Toplu sözleşme kararları yargı konusu ediliyor. İdari kararla toplu sözleşme baypas ediliyor. Toplu sözleşmenin ne ciddiyeti ne de özerkliği kaldı. Toplu sözleşme kazanımlarının tasarruf genelgesi kapsamına alınabilmesindeki tuhaflığı izah etsin.”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme kararlarının uygulanmasında yaşanan aksaklıklara işaret etti.
Toplu sözleşmede karara bağlanmış koruyucu giyim yardımı gibi hakların hayata geçirilmemesini eleştiren Yalçın, “Masada imza atanlar, daha sonra bakıyoruz genelgeyle kararlara tırpan atıyorlar. Bu haliyle toplu sözleşmenin bir anlamı yok. Toplu sözleşme kararları, maliye bürokratlarının iki dudağı arasındaysa biz o masada niye bu kadar ter döküyoruz. Bu tıkanıklığı açmanın yolu sendika yasasını yeniden ele almak ve başta sona yeniden kurgulamaktan geçiyor.” diye konuştu.
Bakanlığa 4688’e ilişkin değişiklik önerilerini paylaştıklarını hatırlatan Yalçın, bir an önce ciddiyetle meseleye odaklanılması gerektiğini belirtti.
Meclis tatile girmeden önce ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve Ağustos ayında adil bir toplu sözleşme masasının kurulması gerektiğini vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:
“Sorunlar birikiyor, kamu personel sistemi de sorun üretiyor. Kamu Personel Sistemi’nin de mutlaka revizyona ihtiyacı var. Kamuda ücret, ünvan, yetki, sorumluluk skalası bozuldu. Bu durum, çalışma barışını tehdit ediyor. Açıkça söylüyorum, insanlar bazen aldığından değil yanındakiyle kendisini kıyasladığında ortaya çıkan tablodan rahatsız. Bu durum lokal iyileştirmelerle toparlanacak bir durum da değil. Ücret dengesizlikleri ya güçlü bir kamu personel sistemi revizyonuyla ya da yeterli bütçe ayrılarak etkin bir toplu sözleşme mekanizmasıyla ancak düzeltilebilir. Kamu personel sistemi raporumuzu açıkladık. Orada da ifade ettiğimiz üzere; sözleşmeli istihdam yerine, kadrolu istihdam esas olmalı. Mülakata son verilmeli. Maaş sistemi sadeleşmeli, ücret skalasındaki çarpıklık düzeltilmeli. En düşük emekli maaşı asgari ücretin üstüne çıkarılmalı. Fazla söze gerek yok. Seyyanen zam emeklilerin de hakkı, onlara da teslim edilmeli. Emeklilik sistemi adil, sürdürülebilir bir zemine oturtulmalı, 1. dereceye 3600 ek gösterge vaadi hayata geçirilmeli. Mühendislik Meslek Kanunu çıkarılmalı, akademik zam dahil kamu görevlilerinin ücretleri iyileştirilmeli. Yardımcı hizmetler sınıfı lağvedilmeli, genel idari hizmetler sınıfına geçirilmeli. Engelli kamu görevlilerinin yaşadığı sorunlar çözülmeli. Kamuda görevde yükselme sistemi, ünvan değişikliği sınavları bir sisteme bağlanmalı, keyfe keder yapılmamalı. Kamu görevlilerine de bayram ikramiyesi verilsin ve adaletsizlik ortadan kaldırılsın.”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’de geçmişte çok daha büyük sorunların çözüldüğünü hatırlatarak, ülkemizin birçok yapısal meseleyi çözebilecek irade ve kapasiteye sahip olduğunu vurguladı.
Kamu personel sistemi, sendikal mevzuattaki aksaklıklar ve vergi sistemindeki adaletsizlikler gibi sorunların da aynı kararlılıkla giderilebileceğini ifade eden Yalçın, şöyle konuştu:
“Devletimiz bunları yapabilecek güçte. Türkiye Yüzyılı’na yakışacak, ülkemizi geleceğe taşıyacak adımları atmanın tam zamanı. Geçmişte çok daha büyük sorunlar vardı, onlar çözüldü. Bu saydıklarımız çok daha rahat çözülebilecek sorunlar. Taleplerimiz ve mücadelemiz sonucunda, taşerona kadro çözüldü. Sözleşmeliye kadro çözüldü. 4 C çözüldü. EYT çözüldü.
3600, ek gösterge 1. dereceye hariç çözüldü. Başörtüsü yasağı çözüldü. Cuma izni, hac izni çözüldü. Asgari ücrette vergi muafiyeti çözüldü. Olmaz denilen birçok konu oldu, çözülmez denilen birçok konu çözüldü. Kamu personel sistemindeki çarpıklığı da sendika yasasındaki bozukluğu da vergi sistemindeki adaletsizliği de çözebilecek güce ve kudrete sahip bir siyasi irade var. Örgütlülüğün artmasının yolunu açan, 1 Mayıs’ı önce bayram sonra tatil ilan eden irade, demokratik toplumu, katılımcı yönetimi önemseyen iradedir.”
Ali Yalçın, Külliye’den duyulacak, Gazi Meclise ulaşacak mesafede olduklarını dikkati çekerek, alandakilere “4688’den, mevcut Sendika Yasamızdan emekçiler olarak razı mısınız? Çarpık kamu personel sisteminden razı mısınız? Verdiğimiz emeğe karşılık aldığımız ücretten yazı mıyız? Adaletsiz vergi sisteminden razı mıyız?” sorularını yöneltti.
Alandan yükselen “hayır” sesleri üzerine Yalçın, “Buradan emekçilerin iradesini bir kez daha ortaya koyduk.” değerlendirmesini yaptı.
Ali Yalçın, sendikal duruşlarını ve mücadele anlayışlarını vurgulayarak şunları kaydetti:
“Biz üzüm yeme derdindeyiz, bağcı dövme derdinde değiliz. Biz kaldırım taşı sökmeyen, içine vandalistleri, teröristleri, anarşistleri sokmayanlarız. Biz vesayete pabuç bırakmayan, darbecilerle kavgadan kaçmayanlarız. Biz Memur-Sen’iz. Sendikacılığı ideoloji taşeronu değil, milletin hadimi olarak yapanlarız. Akif İnan’ın ifadesiyle; biz, her fikre saygımız var ama yeter ki dinime küfretmesin, vatan haini olmasın, diyenleriz. Biz ucuz işlerin sendikası değil, gelecek günlerin, kalıcı iş ve eylemlerin sendikasıyız. Biz ülküsü merhamet, ilkesi adalet olanlarız. Biz, türküsü dünyayı kardeş, emeği aziz bilenleriz. Biz, emeğin, alın terinin, ekmeğin kadrini kıymetini bilenleriz. Yetkinin değişmez adresi Memur-Sen olarak, her biri hizmet kolunda yetkili 11 sendikamızla, 1 milyon 100 bini bulan örgütlü gücümüzle, 30 milyona yakın üyesi bulunan ILC ile, Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası KIBTES ile, insanlığın umudunu artırmak için, küresel emperyalizme, neoliberal kapitalizme, siyonizme dur demek için, sosyal adalet için, kamu görevlilerimiz, üyemiz, ülkemiz, yerküremiz için Büyük ve Güçlü Türkiye için Yaşasın Emek, Yaşasın Emeğin Dayanışması diyoruz.”
Ali Yalçın, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Hak için, haktan yana, hak yolunda yürüyenlere selam olsun. Emeği, alın terini aziz bilenlere selam olsun. Ankara Anıtpark Meydanından, Ankara Anadolu Meydanına, Kurtuluş Parkı Meydanına, Kadıköy Abide-yi Hürriyet Meydanına, Kartal Meydanına, Rize Meydan Parkı’na, 1 Mayıs alanlarına, Türkiye’nin ve Dünyanın bütün emekçilerine selam olsun.
Ankaralı hemşerilerimize, esnafımıza, emekçilerimize, belediye çalışanlarımıza, temizlik işçilerimize, coşkumuza ortak olan değerli basın mensuplarımıza, güvenliğimizi sağlayan kıymetli emniyet teşkilatımıza, alanı dolduran üyelerimize, teşkilat mensuplarımıza, konfederasyonumuz ve sendikalarımızın yöneticilerine, alanın hazırlanmasında görev alan ve miting sonrasında görev yapacak olan çok değerli emekçi arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ankara Anıtpark Meydanından ‘İnsanca Yaşam için, Hak-Emek-Adalet’ diyoruz.
‘Nehirden Denize Özgür Filistin’ diyoruz. ‘Özgür Doğu Türkistan’ diyoruz. Dünyanın tüm emekçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı kutlu olsun.
Yaşasın Emek, Ekmek, Adalet mücadelemiz
Yaşasın Emeğin Dayanışması
Yaşasın 1 Mayıs…”
Konuşmaların ardından memur-Sen 1 Mayıs Bildirisi Öğretmen Fatma Nişancı ve Hemşire Güler Parmaksız tarafından okundu.
1 Mayıs bildirisi için tıklayınız.