Haber
2025-05-16 22:19:01
ULUSLARARASI AİLE VE MEDYA SEMPOZYUMU TAMAMLANDI

Eğitim-Bir-Sen ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen “Aile ve Medya: Dijital Çağda Küresel Perspektifler Uluslararası Aile Sempozyumu” tamamlandı.

Açılış töreninin ardından, sempozyumun ikinci günü Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 40’tan fazla bildirinin sunulduğu oturumlarda, medya, hukuk, sosyoloji, psikoloji ve eğitim gibi farklı disiplinlerden uzmanlar, dijital çağda ailedeki dönüşümü ve ortaya çıkan riskleri değerlendirdi.

 

Yapay zeka ile değişen aile dinamikleri, sosyal medyada çocukların “unutulma hakkı”, dijital dünyada ebeveynlik, medya okuryazarlığı ve aile-medya ilişkisine dair pek çok konu kapsamlı biçimde ele alındı. Sempozyumda, dijitalleşmenin etkilediği aile yapısı, disiplinler arası bir zeminde değerlendirildi.

 

Eğitim-Bir-Sen olarak, iki gün süren oturumlarda sunulan bildirileri, hazırlayacağımız sempozyum kitabıyla birlikte ilgili kişi, kurumlar ve alanda çalışan akademisyenlerin dikkatine sunacağız.

 

“Sadece eleştirmek değil, çözüm üretmek, alternatif sunmak zorundayız”

 

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanımız Sıdıka Aydın, Uluslararası Aile ve Medya Sempozyumu’nun kapanış konuşmasını yaptı.

 

 

Aydın, dijital çağda bireyin, ailenin ve toplumun karşı karşıya kaldığı dönüşümleri değerlendirdiği konuşmasında, “Sempozyumda aslında biz bugün insanı konuştuk. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ekranlar ne kadar büyürse büyüsün, insanın kalbi ve vicdanı hep merkezde kalmalı.” mesajını verdi.

 

Ailenin yalnızca bir kavram değil, hayatın anlamı olduğunu vurgulayan Aydın, sempozyumda dijitalleşen dünyada medya denilen “dev gücün” hayatın her alanına sirayet ettiğini, bu süreci tehdit olarak görmek yerine doğru yönetmenin yollarının tartışıldığını belirtti.

 

Sempozyumun birinci oturumunda, medyanın sosyolojik, psikolojik ve felsefi etkilerini, LGBT propagandasından kamu politikalarına kadar ailenin nasıl etkilendiğine ilişkin konuların ele alındığını belirten Aydın, “Buradan çıkan sonuç şu oldu: Medyada doğru temsiliyet ve sağlıklı içerik üretimi artık bir zaruret. Sadece eleştirmek değil, çözüm üretmek, alternatif sunmak zorundayız.” dedi.

 

“Önce biz ekranlarımızı doğru yönetmeliyiz”

 

Sıdıka Aydın, dijital ebeveynlik kavramını derinlemesine tartışıldığı ikinci oturumda, dijital bağımlılıklar, sanal ilişkiler, kadın ve anne figürünün medyada nasıl temsil edildiği konularının ele alındığını aktardı. Aydın, oturumdan çıkan sonuca ilişkin, “Bu oturumda beni en çok etkileyen şu oldu; ekranlar çocuklarımızı bizden çalmasın diye önce biz ekranlarımızı doğru yönetmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Üçüncü ve dördüncü oturumlarda aile bağlarının bireysellik karşısında nasıl zayıfladığına ve dijital risklere odaklandıklarını belirten Aydın, “Sosyal medya çocuk hakları ihlallerinden veri güvenliğine kadar birçok tehlikeyi içinde barındırıyor. Ama aynı zamanda fırsatlar da sunuyor. Buradaki dengeyi kurmak hem ebeveynlerin hem de devlet politikalarının omuzlarında büyük bir sorumluluk olarak duruyor.” ifadelerini kullandı.

 

Sıdıka Aydın, beşinci ve altıncı oturumlarda da gençlerin medya kullanımı, sosyal medya bağımlılığı ve dijital medya okuryazarlığı konularına odaklanıldığını belirterek, “Şunu gördük; gençlerimizi suçlamadan, onların dilinden anlayarak dijital dünyada yol arkadaşlığı yapmalıyız. Yasaklamak yerine bilinçlendirmek, uzaklaştırmak yerine rehberlik etmek önceliğimiz olmalı.” diye konuştu.

 

Yedinci oturumda küreselleşme ve kimlik meselelerinin tartışıldığını aktaran Aydın, dijital çağda din eğitimi, aile değerleri ve sosyal medya algıları üzerine önemli katkıların sunulduğunu ifade ederek, “Kadim değerleri çağın diliyle anlatmak, geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizim vazifemizdir.” vurgusunu yaptı.

 

“Medya ile mücadele sadece eleştiriyle değil, doğru içerik üretimiyle yapılabilir”

 

Konuşmasının devamında Aydın, sekizinci ve dokuzuncu oturumlara ilişkin bilgiler aktardı.

 

Medya ve kamu politikaları ile mahremiyet konularının bu bölümde ele aldıklarını Aydın, “Mahremiyet sadece duvarlarla korunan bir şey değil; zihinlerimizde ve kalplerimizde de korunmalı. Sosyal medya, ailenin en özel alanlarına sızarken hem hukuki hem de ahlaki çerçevede yeni politikalar geliştirmeliyiz.” dedi.

 

Onuncu oturumda ise göçmen ailelerden medya temsilciliğine kadar geniş bir yelpazede konuları değerlendirdiklerini kaydeden Aydın, “Evanjelik medyanın etkisinden çizgi romanlarda direnişin temsiline kadar çok kıymetli katkılar dinledik. Buradan çıkan ders şu oldu; Hangi coğrafyada olursa olsun, medya ile mücadele sadece eleştiriyle değil, doğru içerik üretimiyle yapılabilir.” şeklinde konuştu.

 

Sıdıka Aydın, sempozyumla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“Bugün burada çok değerli fikirler üretildi. Ama bu sempozyumun en büyük çıktısı şu oldu;

 

Aileyi korumak için medyayı dışlamak değil, medyayı dönüştürmek zorundayız. Bunu da ancak bilgiyle, bilinçle ve ortak akılla yapabiliriz. Biz Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu olarak, ailenin, kadının, annenin, çocuğun, gençlerin, her bireyin bu dijital çağda sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Bugün burada söylenen her cümle, aslında geleceğimize bırakılmış birer emanettir. Bu emanete sahip çıkmak için hep birlikte daha çok çalışacağız.”

 

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanımız Sıdıka Aydın, konuşmasının sonunda sempozyumun hazırlanmasında emeği geçen tüm paydaşlara, katılımcılara ve dinleyicilere gönülden teşekkür etti. Aydın, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

 

“Bir ekranın ışığı değil, bir annenin duası, bir babanın nasihati, bir ailenin sıcaklığı geleceğimizi aydınlatsın inşallah.”

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen