Yazı
Yazar : Mesut ÖNER
2025-06-04 14:56:10
Görüntülenme
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Mesut ÖNER
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Mesut ÖNER

Çalışma Bakanlığı ve ilgili sendikaların müşterek yürütüp sendikaların üye sayısının belirlendiği yetki tespiti süreci tamamlandı. Kesin ve sağlıklı bilgi olarak her türlü manipülasyonun önünü alan bu kayda göre Eğitim-Bir-Sen’in geçen yıl 421 bin 672 olan üye sayısı, bu yıl her kısım ve kademede istikrarlı, orantılı artarak 428 bin 632’ye yükselmiştir. Böylece eğitim çalışanları tarafından 2011’de sendikamıza tevdi ve teslim edilen genel temsil yetkisi, 14’üncü kez tescil edilmiştir. Bu vesileyle istikrarlı ilgi, güven ve teveccühleri gittikçe artan eğitim çalışanlarımıza, sendikamızın şube temsilcisinden, yönetimlerine, işyeri temsilcilerimizden, üyelerimize kadar bütün dava ve yol arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Onlar kurulduğumuz günden bu yana Eğitim-Bir-Sen’li olmayı eğitim davası öncelikli olarak Türkiye’nin ikbal ve istikbal mücadelesinde tarihi sorumluluklarının gereği addetmişler, eksilmeyen heyecan, yılmayan, yorulmayan gayretle çaba göstermişlerdir. Bu aidiyet, bu gayret ve çaba çok değerli, çok önemlidir.

 

Genel yetkide 14’üncü yılına girmesi yanında Eğitim-Bir Sen’in Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olduğunun da bir kez daha resmen tescil edildiği mutabakat sonuçları kendi sosyal, kültürel dinamik ve gerçekliklerine göre iyi yorumlanmalıdır. Bilinmesi gereken ilk husus bu sonucun evvela ve öncelikle Türkiye’nin imkânı, başarısı olduğudur. Her bir kazanımımız sonunda Türkiye’nin hayrına, yararına olduğu zaman kıymetli olur, olacaktır. Bizim ülkemiz ve milletimiz hilafına ne bir yarar ne bir çıkar hesabımız olamaz. Diğer husus büyüyerek gelişmemizi sağlayan istikrar, öncelikle inançlarımızdan ve ilkelerimizden kaynaklanmaktadır. Yani varlığımıza ve birlikteliğimize güç ve anlam veren temel dayanaklarımız, gelip geçici heveslerle ne yön bulmakta ne de yönünü şaşırmaktadır. Gerçek kazanımımız, bizi bu güne kadar var eden ilkelerden vazgeçmemek, değişen dünya koşullarını göz önünde tutarak kendimizi sürekli yenilemektir. Zaten bir ayağınızı basacağınız sağlam, sabit bir zeminden yoksunsanız, ne bir yere gidebilir ne sıçrama yapabilirsiniz. Bizim eğitim camiamızın sorunlarıyla iç içe, teşhis ve çözüm odaklı samimi, dinamik çalışmalarımız, üyelerimizle tek vücut gibi organize bütünleşmemiz, her defasında teveccühle takdir görmüş, başarıyı kalıcı, köklü ve sürekli kılmıştır. Bizi var ve güçlü kılan bu ilkelerimizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

 

Eğitim-Bir-Sen, 1’lerle kurulduğu günden bu yana 33 yıl, hep büyüdü, hiç küçülmedi. Eğitim-Bir-Sen’i büyüterek güçlü kılan inanmaktır, yılmamak, yorulmamak, disiplinli çalışmak, hak ve özgürlük mücadelesinden taviz vermemek ve Türkiye gerçekliğine uzak durmamaktır. Biz ne pahasına olursa olsun sadece sayısal olarak çoğalalım demedik; nitelik olarak da etkin, yetkin ve donanımlı olmaya önem veriyoruz. Eğitim-Bir-Sen’i zirveye çıkaran, oradan sadece kendisiyle yarışarak yeni ufuklara, yeni ufuklardan yeni umutlara yöneldiği her gününde, her anında inanmak, mücadele etmek, sabretmek, dayanmak, direnmek, yılmamak ve elbette alın teri vardır. Vefa, cefa ve feda vardır.

 

Şanlı geçmişimizden bugüne kadar, bu kutlu yolu cefayla açan ilk öncülerimizden, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak o yolu vefayla yürüyen tüm dava arkadaşlarımıza kadar herkes büyük sıkıntılar yaşamıştır. Başta darbeler olmak üzere, zor zamanların zehirli ikliminde her zaman milletimizin değerleriyle örtüşen ilke ve ideallerimizle yolumuza devam ettik. Darbecilere yaslanarak, onların toplumu manipüle ettikleri maşaları olarak güçlü olduklarını sananlar karşısında asla küçülmedik. Çünkü sayısal çokluğunuz gerçekte haklı olduğunuz anlamına gelmezdi. Eğitim-Bir-Sen’in inançlı mücadele tarihi, eninde sonunda hakkın ve haklının güçlü olduğunun/olacağının kanıtı ve tarihidir. Bizler o sıralar belki sayısal anlamda bir elin parmakları kadardık ama haklı bir davanın mücadelesini veriyorduk. Uğruna mücadele ettiğimiz hiçbir dava, (sendika görünümlü kimi işbirlikçi yapılara şimdi utanç ve mahcubiyet yaşattığı gibi) başımızı önümüze eğme vesilesi olmadı, olmayacaktır da.

 

Görünürde vesayetçi yapı, ait olduğumuz milletimizle birlikte bizi kenara itmek, hakkımızı gasp etmek istiyordu. Bizler de tersine, bütün baskılara, yıldırmalara rağmen insanımıza, imanımıza, ülkemize güvendik. Kalbimizi ülkemizin vicdanıyla, bakışımızı gelecek ufuklarla, umudumuzu beklentilerle, şuurumuzu millet aklı ve iradesi ile heyecanımızı milletimizin duasıyla birleştirdik. Onların acılarını acımız, sevinçlerini sevincimiz bildik. Medeniyet ve toplum değerlerimizle bütünleştik. Aklımızı, irademizi Türkiye’nin yeni, sonsuz ufuklarıyla kaynaştırdık birleştirdik. Büyümek için Türkiye’nin küçültülmesi kumpas ve tezgâhları içinde olmak gibi bir utanca ortak olmadık. Türkiye’yi büyütmek tek rüyamızdı. İşte bugün olduğu gibi gerçeğimizde de Türkiye ile birlikte büyüdük.

 

Sayısal azlığımız bizi üzmedi. Kemiyetten ziyade keyfiyete, zaferden ziyade sefere önem verdik. Nice az topluluklar vardır ki nice çokluklara galebe çalmıştır. Bidayette sayımız azdı ama inancımız çoktu. Cesaretimiz, umudumuz, heyecanımız çoktu. İmkânlarımız azdı ama davamız, iddiamız, idealimiz büyüktü. Hiçbir zaman insanımızın ruhu, benliği ile kaynaşmamış sayısal üstünlükler, güneşin karşısındaki kar yığını gibi eriyip giderken, Eğitim-Bir-Sen, yıllardır zirvedeki yerini koruyarak büyümesini sürdürmektedir. Tabir yerindeyse MEB’de yetkiyi aldığı 2009’dan, genel yetkiyi aldığımız 2011’den beri zirvede kendisi ile yarışmaktadır. Bu sadece bir başarı hikâyesi değil, kuşatmaları yara yara, tüm engelleri, zorlukları aşa aşa gerçekleştirilmiş bir başarı destanıdır. Şimdi sınırlar, sınıflar eriterek yöneldiği yeni, ileri amaçlarla, iddia ve idealiyle, inançla, umutla sürmeye devam edecektir. Yeter ki, çoğalmanın rehavetine kapılıp çözülmeyelim; ilkelerimizden, ölçülerimizden, temel tutumumuzdan, istikametimizden, menzilimizden taviz vermeyelim. Bizim yürüyüşümüz sabır ve samimiyet yürüyüşüdür. Sabır ve samimiyet sınavından geçerek bu seviyeye geldik. Zirvede sabır ve samimiyeti sürdürme olgunluğumuzu devam ettirerek bütün bir Türkiye ile bütünleşmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülke tüm maddi- manevî kaynakları, tarihî, kültürel dinamikleri ile bize umut oldu, biz de bu ülkeye umut olduk. Umut olmaya devam edeceğiz. Hak aramanın, haksızlığa karşı koymanın, milli iradenin yanında vesayete karşı durmanın, bilginin, birikimin adı, demokrasinin adresi, milletin dayanağı olmaya devam edeceğiz.

 

Evet, sayısal olarak dünden daha güçlüyüz. Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütüyüz. Bilinmelidir ki asıl üstünlük inançladır, inançtadır. İnancımızı, heyecanımızı, sevdamızı eylem ve söylem birliğiyle bütünleşerek birlikte büyüdük, büyüyeceğiz; güçlü olduk, güçlü olacağız. Birlikte büyük ve güçlü olursak, iyilik sadece ülkemizi değil bütün bir ümmet coğrafyasını, giderek bütün yeryüzünü saracak, dolduracaktır.

 

428 bin 632 üye sayısına ulaşmamızda gece gündüz demeden, bazen bir kişi için uzun yollar geçen, tepeler aşan fedakâr şube başkanlarıma, bütün yönetim kurullarına, işyeri temsilcilerine, bütün üyelerimize, tüm gönül dostlarımıza bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen