Yazı
Yazar : Ali YALÇIN
80947 Görüntülenme
Statükonun Mankurtlaşmış Kibirli Bekçilerine
Ali YALÇIN

“Haddini bilmeze haddini bildirmek, öküze kaftan giydirmek gibidir”

                                                                     Türk Atasözü

 

Malum sendikanın genel başkanı “hem Atatürkçüyüz hem de başörtüsü yasağının artık kaldırılmasından yanayız” diye kaleme aldığı yazısında, şimdiye kadar yaptıkları statüko bekçiliğinden sıkılmış olacak ki, ‘artık kaldırılmasından yanayız’ demiş. Zararın neresinden dönülürse kardır. Kutsal devletin ileri karakolunu oynayan, elbisesi sivil ama beyni üniformalıları, geldikleri aşama için kesinlikle tebrik etmek gerekir. Tebriklerimize birazdan geleceğiz ama isterseniz izan fukarasına kaftan giydirmeden önce bazı konuların altını çizelim.

 

Kurulduğu günden bugüne kamusal alan yalanına karşı verdiği mücadele ile bayraklaşmış bir kuruma karşı laf söylerken, ‘başörtüsü yasağının artık kaldırılmasından yanayız’ diye şecaat arz ederken sirkatin söyleyenlerin ağzına samimiyet sözcüğü bol gelmektedir. Şubat soğuğunda üniversitelerde özgürlükleri turnikelere sıkıştırılan, ikna odalarında imha edilmeye çalışılan kızlar için harçlıklarını birleştirerek hukuki destek sunmaya çalışan, geçmişten günümüze her demecinde kamusal alan adına yapılan zorbalıklara karşı çıkıp devamlı eylem yapanları; tarihlerinde başörtüsü eylemi, tarihçelerinde ise başörtüsü kelimesi geçmeyenler anlamakta zorlanabilir. Tıpkı, 28 Şubat provasına soyunanlarla defalarca toplantılar yapıp, darbecilere ev sahipliği yaparak, mağrur edayla kameralara poz verip, kamu çalışanları, alternatif medya, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’den zılgıtı yedikten sonra üç gün içinde kutsal bildiriyi(!) resmi web sitelerinden çekerek, tornistan yapanların bel kıvraklığına toplumun akıl erdiremediği gibi. Goethe, “Kimse bizi aldatamaz, biz ancak kendi kendimizi aldatırız” derken, sanırım tam da bu eteğiyle başını kapatmaya çalışan güruhu tarif ediyordur.

 

Başörtüsünü istismar konusu yapıp, halka başörtülü vekili seçtirdikten sonra Meclis’te başörtüsü yasağı sorununu değil, başörtüsünü çözen siyasal hareketi de, başörtüsü için bedel ödeyip, onurunu ayaklar altına aldırmayanı da gördüğümüz yakın geçmiş; sadece siyasileri değil, sivil toplumu da samimiyet testinden geçirmiştir. En temel insan hakkı olan inanç özgürlüğünün önüne konulan kamusal alan barikatına karşı mücadele edenleri, ‘başörtüsünün arkasına saklananlar’ diye sunmaya çalışmak, adamlık değil, tabiri caizse ahmaklıktır. Demosthenes, “En kolay şey, insanın kendisini aldatmasıdır; çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır” der. Yazdıkları şeylerin gerçek olduğuna kendileri bile inanmadıkları halde sadece sendikal polemik çıkarıp restleşme üzerinden tabanını motive etmeye çalışanlar, “insana saygıyı merkeze alan bir sendikacılık anlayışı temsil ettiğimize inanıyoruz” demişler. Siz inanmaya devam edin…

 

Şimdiye kadar faili meçhullere, asit kuyularına, paramiliter yapılanmalara, insan onurunu hiçe sayan ihlallere, Ayşığı, Eldiven, Sarıkız, Balyoz ve Kafeslere ses çıkarmayan, ‘neden böyleyiz’ diye yüzleşmek yerine darbecilere tempo tutup yüzsüzleşenler; pislik üzerinde eşelenirken, “hala ülkenin nereye gittiğinden habersiz kendi dar dünyalarında yaşamaya devam mı edecekler” diye sormadan da edememişler. Biz ‘demokrasinin önü açılsın’ diye referandumda ter dökerken, YARSAV, ERGENEKON, BDP, CHP, DİSK, KESK ile saf tutanlar, CHP teşkilatlarına moral motivasyon desteğine gidenler, arlanmak yerine her geçen gün kirlenmeye devam etmektedirler.

 

Biz hakikat, milli şuur, insan odaklı hak ve hakikat ekseninde inanç, değer ve medeniyet kavgamıza devam ederken, statükonun kibirli bekçileri ‘Don Kişot’ figürleri, bırakın sahnede renkli kostümleriyle seyircileri güldürmeye devam etsin.

 

“Gerçek anlamda demokrat, gerçek anlamda insan haklarından yana olun, Atatürkçülüğün ise, millete karşı olmak değil, milletle beraber olmak, milletle beraber yürümek, milletin değerlerine saygı duymak olduğunu beyninize nakşedin” diye general edasıyla emir vermeye kalkışanlar, mankurtlaştıklarının farkında bile değiller.

 

Bakanlık önünde pasta kesip çayda çıra oynadıkları için sözleşmelilerin kadroya geçtiği, gaz almaya yönelik yaptıkları mizansenlerle özür grubu tayin hakkının verildiğini sananlar polyannacılık oynamaya devam etsinler. Bu ‘köhne’ zihniyetin temsilcileri, herhangi bir sorun olduğunda, ‘bunu çözse çözse Eğitim-Bir-Sen çözer’ diyenleri duymamayı, iş yapmakla gürültü çıkarmak arasındaki farkı anlamamayı sürdürsünler.

 

Basireti körelenlere, ‘açın kazanımlar kitapçıklarımızı okuyun’ demenin bir faydası yok. Herkesi haki yeşili görme saplantısıyla tek tipçiliğin faziletlerini anlatanlara cevap vermek polemikten başka bir işe yaramaz. Bardağın dolu tarafından bakarak “Başörtüsü yasağının artık kaldırılmasından yanayız” demelerini tebrik etmek gerekir.

 

Zira sıçan sidiğinin bile değirmene faydası vardır. 

Yazarın Diğer Yazıları
#

Siyonizmin sponsorları da bedelini ödeyecek

#

Zorluklar dayanışmayla aşılır, sorunlar örgütlenerek çözülür

#

Örgütlü gücümüzle tarih yazıyor, yetkimizle kazanım üretiyoruz

#

Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?

#

Salgın sürecinde bir fedakârlık örneği: Eğitim çalışanları

#

Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız

#

Pagan kültürden medet uman çağdaşlık

#

Kamu görevlisi devletin yükü değil, gücüdür

#

Yeni ufuklardan yeni umutlara

#

Paradigmalar sarmalında kadın ve emek

#

Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır

#

Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir

#

"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"

#

Seçimimiz daha ideal bir eğitim düzeni içindir

#

Şiddet eğitimi tehdit ve tahdit ediyor

#

Yanlışı göstermek doğruyu görenlerin hakkıdır

#

Bir istiklal ve istikbal meselesi olarak öğretmenlik mesleği

#

Bugün için umut gelecek için müjdeyiz

#

Sıralama ve yerleştirme baskısı altındaki ortaöğretime yerleştirme serüvenimiz

#

Niceliğimizin büyüklüğünü niteliğimizin gücüyle besliyoruz

#

Yabancı dil öğretimi için önce öğretmen

#

Cefayla açılan yolu vefayla yürüyoruz

#

Özel öğretimin hâli ve sorunlarının halli

#

Tarihin öznesi olmak için paradigmayı değiştirmeliyiz

#

Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır

#

Hikmet sırrına erebilen üstün zekâlı çocukları tanıma ve yetiştirme davamız

#

Büyük Türkiye hedefine inanmış 402 bin üyeyle yeni anayasa yolculuğu başlatıyoruz

#

Muhaciri olduğumuz dünyanın Ensarı olmak

#

"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın..."

#

Öncü medeniyet davasında imam hatip okullarının önemi ve sorumluluğu

#

Hep birlikte hareketleneceğiz, bereketlenerek büyümeye devam edeceğiz

#

Şimdi, herkesin kazandığı toplu sözleşmeyi anlatma vakti

#

Kültür elçisi olarak misafir öğrenciler

#

'İnsanlığın son adası'nda mesuliyetimiz

#

Denetimin unvan, imkân ve yetki sorunu

#

Hayatı Hakk'a uydurmak için bismillah...

#

Hayatı Durdurmak Kimlerin İşine Yarar?

#

KYK Artık Sorunların Altını Değil Üstünü Çizmeli

#

Öğretmenler Neden 'Ek Dersi' Değil de 'Ek İşi' Tercih Ediyorlar?

#

Dünü Kuşanıp Yarını Kuşatacaklar Buluştu

#

Yüreği, Kavgası, Sevdası ve Kalemi Güzel Adam

#

Ya Cumhurbaşkanı Öğretmen Olsaydı!

#

'Akademik Zam' Yeni Hükümetin Önceliği Olmalıdır

#

Aynı Sorun Aynı Hata Aynı Tartışma

#

FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?

#

İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur

#

İHH'ya Hasım Olanlar İsrail'e Hısım Olanlardır

#

Milli Eğitimin Çağı Dönüştürecek Projesi

#

YÖK, Teknik Öğretmenleri Duymalıdır

#

Şafak Pavey'in Merhameti Değil, Rosa Parks'ın Başarısı

#

Sendikacılığın Öğretmeni Erol Battal

#

Öğretmenler Zimmetle Karşı Karşıya!

#

Sayın Bakanım, Bürokratların Öğretmene Neden Zulmediyor?

#

MEB Hukuk Müşavirliği Başörtüye Serbestliği Hazmedemedi mi?

#

Onlar Çaresizliklerinden, Biz İse İnsanlığımızdan Utandık

#

Eğitim-İş’e Acil Şifalar Diliyorum

#

Kılık Kıyafet Özgürlüğü Eyleminde Dik Duranlar ve Dibe Vuranlar

#

MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı

#

Milli Eğitim 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay İse Kendini Gözden Geçirsin

#

Sıddık Ertaş’ın Rosa Parks Duruşunu Kutluyorum

#

Devletin Sadık Kulları ‘Çiçek Olun’…

#

Vali Öğretmenleri Anladı Darısı Hükümete

#

Çığlıklar Feryada Dönüştü Çözüm: İl Emri

#

Eğitim-Bir-Sen Neleri Yapmadı?

#

‘Kamusal Alan’ Koca Bir Yalan!

#

Bakan Felaket Tellallarını Ters Köşeye Yatırdı

#

Bakan’ın İçi Burkulmuş, Biz ise Çileden Çıktık

#

Öğretmenler Bu Kez Himmet Değil Buğday İstiyor

#

Herkesi Eğitim Müfettişi Olmaya Davet Ediyorum

#

Bazı Eğitim Müfettişleri İstiklal Mahkemelerine Rahmet Okutuyor!

#

Özel Harekât Okullara Kaydırılsın (!)

#

Yalan Namertlerin Cesaretidir

#

Fişleyen Rektörü ve Dışlanan Doçenti Anlayabilmek…

#

Kurban Olarak Daha Kaç Okul Müdürü Lazım?

#

Şeflere “Ötanazi” Uygulanıyor

#

BT Öğretmenlerinin Sorunları Çözülebilir mi?

#

Sözleşmeli Yolluğunda Yanlışlar Zinciri!

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen