Yazı
Yazar : Ali YALÇIN
80606 Görüntülenme
'Akademik Zam' Yeni Hükümetin Önceliği Olmalıdır
Ali YALÇIN

 

Bugün, Türkiye’de en uzun süre iktidarda kalmayı başaran ve devam etmesi yönünde geniş halk desteği bulunan AK Parti için önemli bir gün. Hükümet politikalarında kırılma yaşanmaması, devamlılığın sağlanması açısından Başbakan’ın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu olmasının kararlaştırılmasının ardından AK Parti’nin başına da Sayın Davutoğlu’nun geçmesine delege vizesi olarak anılacak gün. Şüphesiz yeni Başbakanı ve dolayısıyla kurulacak olan yeni hükümeti bekleyen önemli ve bir o kadar da öncelikli konular var. Çalışma hayatı açısından bunların en öncelikli olanlarından birisi şüphesiz akademisyenlerin mali problemlerinin çözüme kavuşturulmasıdır. Akademik camia ile ilgili geçmişten bugüne kurulan cümleler ve verilen vaatlere baktığımızda hükümetin itibarına gölge düşmemesi için öncelenmesi gereken konunun bu olacağını söyleyebiliriz.

 

Ekim 2012’de Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın, “Öğretim elemanlarının maaşları iyileşecek” müjdesi, Mayıs 2013’te Başbakan’ın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e Kızılcahamam Kampında “Akademisyenlerin maaşlarına zam yapılması talimatı”, Ocak 2014’te Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın, “Akademisyenlerimiz, daha önceki yıllarla kıyaslanmayacak kadar gerilemiş durumdalar. Dolayısıyla bu konuda bir iyileştirme yapılması gerektiği konusunda çalışmalar var” açıklaması, Şubat 2014’te Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın, “Yakında atacağımız en önemli adım üniversiteöğretim üyelerimizin özlük haklarının ve aldığı ücretlerinin iyileştirilmesi” açıklaması sonrası Mart 2014’te Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Akademik zam konusunda çalışmaların tamamlandığını, Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi gibi öğretim elemanlarına yüksek oranda zam yapılacağını ve diğer Öğretim Üyelerine de performans sistemine göre bir iyileştirme yapılacağını” söylemesi fakat aradan geçen bunca zamana rağmen henüz adımların somutlaşmaması, yeni hükümetin akademisyen kökenli Başbakanına gözleri çevirecektir.

 

Üniversitelerarası Kurul tarafından yayınlanan “Türkiye’de Akademisyenlerin özlük Haklarının Mevcut Durumu ve İyileştirilmesi” Raporu, SETA tarafından yayınlanan “Ulusal ve Uluslararası Karşılaştırmalarla Öğretim Üyeliği Maaşları” Raporu ve eğitim öğretim ve bilim hizmet kolunda ‘genel yetkili’, Türkiye’nin örgütlü en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen’in Ulusal ve Uluslararası Karşılaştırmalar Tespitler ve Talepler ışığında “Öğretim Elemanlarının Mali Hakları” Raporu aynı konuda farklı tespitler yaparak, yeni bir çalışmaya gerek olmayacak kadar yaşanan problemi net olarak gözler önüne sermiştir.

 

Türkiye’nin son on yıllık dönemde yakaladığı ekonomik ve siyasi istikrarın katkısıyla sosyo-ekonomik göstergelerindeki olumlu değişiklikten payını alamayan, 12 yıllık AK Parti iktidarında iyileştirmeye açık alanların başında gelen akademik camianın mali sorunları konusu çözülmedikçe geleceğe ilişkin kurulan cümlelerin altı boş olacaktır. Günümüzde üniversitelerden iyi derece ile mezun olan gençlerin akademik kariyer yapmaktan ve geleceğin bilim adamı olmaya soyunmaktan kaçınması tedavi edilmesi gereken bir yaradır. Özel sektörde veya devlet kurumlarında istihdam edilen gençlerin aldıkları ilk maaşın, yıllarını vermiş bir öğretim elemanından fazla olmasının izah edilebilecek yanı yoktur. Dünya’da 28 ülkede mesleğe giriş düzeyinde öğretim elemanının aylık maaşı 2.736 $ iken, Türkiye’de 1.638 $ ise, söylenecek çok şeyin olduğu açıktır.

 

Üniversiteden yeni mezun olan öğrenci, 2013 verilerine göre, kamuda mühendis olduğunda 3.394 TL, özel sektörde orta düzey bir yönetici olduğunda 2.500-3.500 TL arası bir maaşla işe başlıyor. Kamuda uzman yardımcısı olduğunda 2.860 TL ile başlangıç yapıyor. Aynı kişi üniversitede kalmayı ve bilimsel çalışmaya kendisini adamayı düşündüğünde 2.203 TL ile işe merhaba diyorsa, akademik alan SOS veriyor demektir. Burada akademik personele verilen maaşlara girecek ve rakamların düşüklüğünü yeniden afişe edecek değilim. Bu konuda söylenecek sözlerin çoğu söylendi.

 

Eğitim-Bir-Sen, toplu sözleşmede masasında ödevlendirilen akademisyenlerin mali sorunlarını tespitten teklife dönüştürmüş, raporlaştırarak YÖK Başkanı ile birlikte mutabakat içerisinde kamuoyuna deklare etmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, Maliye Bakanlığı’na taşımış, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda başat konu olarak ele aldırmış ve 17 Aralık öncesi Bakanlar Kurulu’na getirilecek kadar mesafe almıştır. 17 Aralık hadisesi ile mali dengelerdeki değişikliklerden yola çıkılarak ötelenen konunun öncelenme zamanı gelmiş ve artık geçmektedir.

 

Catherall, eğitimcilerin kaderini resmettiği veciz sözünde, “Öğrenmenin üç kaynağı; çok görmek, çok acı çekmek, çok çalışmaktır” der. Akademisyenler kendilerine reva görüleni çok görüyor, verilen sözlerin zamana yayılmasından çok rahatsız oluyor ve karşılaştıkları muamele dolayısıyla gerçekten çok acı çekiyorlar.

 

Yetkili sendika olarak, akademik camianın sorunlarının çözümü için ortaya koyduğumuz emek yabana atılmamalı, yarım kalan adımlar tamamlanmalı, hükümet yetkilileri tarafından kurulan cümlelerin altı ivedilikle doldurulmalıdır. 

Yazarın Diğer Yazıları
#

Siyonizmin sponsorları da bedelini ödeyecek

#

Zorluklar dayanışmayla aşılır, sorunlar örgütlenerek çözülür

#

Örgütlü gücümüzle tarih yazıyor, yetkimizle kazanım üretiyoruz

#

Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?

#

Salgın sürecinde bir fedakârlık örneği: Eğitim çalışanları

#

Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız

#

Pagan kültürden medet uman çağdaşlık

#

Kamu görevlisi devletin yükü değil, gücüdür

#

Yeni ufuklardan yeni umutlara

#

Paradigmalar sarmalında kadın ve emek

#

Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır

#

Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir

#

"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"

#

Seçimimiz daha ideal bir eğitim düzeni içindir

#

Şiddet eğitimi tehdit ve tahdit ediyor

#

Yanlışı göstermek doğruyu görenlerin hakkıdır

#

Bir istiklal ve istikbal meselesi olarak öğretmenlik mesleği

#

Bugün için umut gelecek için müjdeyiz

#

Sıralama ve yerleştirme baskısı altındaki ortaöğretime yerleştirme serüvenimiz

#

Niceliğimizin büyüklüğünü niteliğimizin gücüyle besliyoruz

#

Yabancı dil öğretimi için önce öğretmen

#

Cefayla açılan yolu vefayla yürüyoruz

#

Özel öğretimin hâli ve sorunlarının halli

#

Tarihin öznesi olmak için paradigmayı değiştirmeliyiz

#

Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır

#

Hikmet sırrına erebilen üstün zekâlı çocukları tanıma ve yetiştirme davamız

#

Büyük Türkiye hedefine inanmış 402 bin üyeyle yeni anayasa yolculuğu başlatıyoruz

#

Muhaciri olduğumuz dünyanın Ensarı olmak

#

"Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın..."

#

Öncü medeniyet davasında imam hatip okullarının önemi ve sorumluluğu

#

Hep birlikte hareketleneceğiz, bereketlenerek büyümeye devam edeceğiz

#

Şimdi, herkesin kazandığı toplu sözleşmeyi anlatma vakti

#

Kültür elçisi olarak misafir öğrenciler

#

'İnsanlığın son adası'nda mesuliyetimiz

#

Denetimin unvan, imkân ve yetki sorunu

#

Hayatı Hakk'a uydurmak için bismillah...

#

Hayatı Durdurmak Kimlerin İşine Yarar?

#

KYK Artık Sorunların Altını Değil Üstünü Çizmeli

#

Öğretmenler Neden 'Ek Dersi' Değil de 'Ek İşi' Tercih Ediyorlar?

#

Dünü Kuşanıp Yarını Kuşatacaklar Buluştu

#

Yüreği, Kavgası, Sevdası ve Kalemi Güzel Adam

#

Ya Cumhurbaşkanı Öğretmen Olsaydı!

#

Aynı Sorun Aynı Hata Aynı Tartışma

#

FATİH Projesi Mesleki Eğitimi Uçurabilir mi?

#

İmkânsız Diye Bir Şey Yoktur

#

İHH'ya Hasım Olanlar İsrail'e Hısım Olanlardır

#

Milli Eğitimin Çağı Dönüştürecek Projesi

#

YÖK, Teknik Öğretmenleri Duymalıdır

#

Şafak Pavey'in Merhameti Değil, Rosa Parks'ın Başarısı

#

Sendikacılığın Öğretmeni Erol Battal

#

Öğretmenler Zimmetle Karşı Karşıya!

#

Sayın Bakanım, Bürokratların Öğretmene Neden Zulmediyor?

#

MEB Hukuk Müşavirliği Başörtüye Serbestliği Hazmedemedi mi?

#

Onlar Çaresizliklerinden, Biz İse İnsanlığımızdan Utandık

#

Eğitim-İş’e Acil Şifalar Diliyorum

#

Kılık Kıyafet Özgürlüğü Eyleminde Dik Duranlar ve Dibe Vuranlar

#

MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı

#

Milli Eğitim 100 Temel Eseri, Ertuğrul Günay İse Kendini Gözden Geçirsin

#

Sıddık Ertaş’ın Rosa Parks Duruşunu Kutluyorum

#

Devletin Sadık Kulları ‘Çiçek Olun’…

#

Statükonun Mankurtlaşmış Kibirli Bekçilerine

#

Vali Öğretmenleri Anladı Darısı Hükümete

#

Çığlıklar Feryada Dönüştü Çözüm: İl Emri

#

Eğitim-Bir-Sen Neleri Yapmadı?

#

‘Kamusal Alan’ Koca Bir Yalan!

#

Bakan Felaket Tellallarını Ters Köşeye Yatırdı

#

Bakan’ın İçi Burkulmuş, Biz ise Çileden Çıktık

#

Öğretmenler Bu Kez Himmet Değil Buğday İstiyor

#

Herkesi Eğitim Müfettişi Olmaya Davet Ediyorum

#

Bazı Eğitim Müfettişleri İstiklal Mahkemelerine Rahmet Okutuyor!

#

Özel Harekât Okullara Kaydırılsın (!)

#

Yalan Namertlerin Cesaretidir

#

Fişleyen Rektörü ve Dışlanan Doçenti Anlayabilmek…

#

Kurban Olarak Daha Kaç Okul Müdürü Lazım?

#

Şeflere “Ötanazi” Uygulanıyor

#

BT Öğretmenlerinin Sorunları Çözülebilir mi?

#

Sözleşmeli Yolluğunda Yanlışlar Zinciri!

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen