Yazı
Yazar : Ramazan ÇAKIRCI
78939 Görüntülenme
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
Ramazan ÇAKIRCI

Türkiye’de ve dünyada zaman zaman karamsar olmamızı gerektiren olaylar yaşıyoruz. Danıştay, geçen hafta katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıran düzenlemenin yürütmesini durdurdu; İsviçre, referandum yaparak minare inşasını yasakladı.

 

Danıştay 8. Dairesi’nin katsayı uygulamasına dair YÖK düzenlemesi hakkında yürütmenin durdurulmasına karar vermesi, bana göre bir sürpriz değildi. Açıkçası, beklediğim bir karardı. Yürütmenin durdurulması kararının Kurban Bayramı öncesi YÖK’e tebliğ edilmesine de şaşırmadım, İsviçre’deki referandumda çıkan sonuca şaşırmadığım gibi.

 

Danıştay’ca, bugüne kadar verilen bazı kararlarda, hukuk ilkelerine değil; davanın kimler tarafından, ne maksatla açıldığı önemliydi. Hatırlarsınız, YÖK, geçen Temmuz ayında katsayı ile ilgili düzenleme yaptığında, emekli hukukçu(!) Sabih Kanadoğlu, “Danıştay gereğini yapar” demişti. Danıştay, YÖK’ün katsayı adaletsizliğini ortadan kaldıran düzenlemesinin yürütmesini durdururken, Genelkurmay’ın da konuyu yakından takip ettiği ve katsayı eşitliğinin İmam Hatip liselilerini üniversiteye girişte avantajlı hale getireceği, ‘muhafazakar yaşam tarzını benimseyenlerin kamusal alanda varlıklarını genişleteceği’ belirtilen bir rapor hazırladığı iddiaları ortaya atıldı.

 

Açılan davanın perde gerisinden müdahil olanların kimler olduğu ve Danıştay’ın daha önceki dönemlerde de verdiği gayri hukuki kararlarını bildikten sonra, kararın red mi, iptal mi olacağını kestirmek için kâhin olmamıza gerek yok.

 

Mahkemenin katsayı düzenlemesine ilişkin kararını, gerekçesi ne olursa olsun, davacının dava açma konusunda ehliyeti olup olmadığını, davacı tarafın menfaatinin ihlal edilip edilmediğini, karar veren mahkemenin hukuk ilkelerine uyup uymadığını elbette tartışmamız gerekir. Hiçbir menfaati ihlal edilmeyen İstanbul Barosu’nun dava açma ehliyetini de, “Ne haksızlığı! Eşitlik, eşitler arasında olur” diyen Baro Başkanı’nın hukuki yaklaşımlarını da… Bu tartışmayı, önyargısız, hukuk ilkelerini çiğnemeden, vicdanlarımızın sesini dinleyerek yapacağız.

 

Danıştay, bugüne kadar birçok ilginç karara imza attı. Bu kararlardan bazılarını sıralamak gerekirse:

2005 yılında gayri adil olan katsayı uygulamasının iptali için Eğitim-Bir-Sen YÖK’e karşı dava açmıştı. Eğitim sorunları bir eğitim sendikasının görevi iken, dava açma yetkisi olmadığı gerekçesi ile Danıştay davayı reddetmişti.

 

2008 yılında Trabzon’dan bir öğrenci velisi, katsayı mağduru olan çocuğu adına YÖK’e karşı dava açmış. Danıştay, ‘yeni bir sistemin getirilmesi, Yükseköğretim Kurulu’nun Anayasa’dan ve 2547 Sayılı Kanun’dan kaynaklanan görevi olduğu’ gerekçesi ile davayı reddetmişti.

 

Geçen yıllarda Ankara Gölbaşı Bayrak Anaokulu Müdürlüğü’ne atanan ve okul dışında başı kapalı olduğu gerekçesi ile görevinden alınan öğretmen, idarece yapılan işlemin iptali istemiyle dava açmış, Ankara 6. İdare Mahkemesi öğretmeni haklı bulmuş, işlemi iptal etmişti. Danıştay, öğretmenin okul dışında başını örtmesini “kötü örnek!” diyerek idare mahkemesinin kararını bozmuştu.

 

Bir diğer ibretlik karar ise şöyle; katsayı adaletsizliğinin en katı uygulandığı DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde bir öğretmen Türk topluluklarındaki okullarda görevlendirilmek üzere açılan sınavda Türkiye ikincisi olmuş, mülakatta da başarılı olmuş, daha sonra tanıtım ve uyum seminerlerine de katılmış. Görevlendirme hakkı bu öğretmeninken, Bakanlık başka bir öğretmeni görevlendirmiş. Haksızlığa uğradığını düşünen öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı hakkında davacı olmuş. Dava sonucunda idare mahkemesi, hukuki geçerliliği olmayan bir rapor dışında hiçbir somut gerekçe göstermeden öğretmenin görevlendirmesini yapmayan Bakanlık kararını yerinde bulmuş. Öğretmen davayı temyiz etmek üzere konuyu Danıştay’a taşımış. Davayı görüşen Danıştay, temyiz istemini reddederek, yerel mahkemenin kararını oybirliği ile onamış. Hayatında devlete karşı en küçük bir kusuru olmayan, adli sicil kayıtlarında herhangi bir olumsuzluk bulunmayan öğretmenin dosyasında, sadece MİT raporunun bulunması dikkat çekiyor. Hukuken hiçbir bağlayıcılığı olmayan bu raporda, davacı öğretmen ile aynı okulda çalışan eşinin okula perukla gelip gittiği ve günlük hayatında tesettüre uygun bir şekilde giyindiği ibaresinin yer almasıydı. Mahkemenin verdiği kararda, “Bakanlık Değerlendirme Komisyonu’nca davacının yurtdışında görevlendirilmemesi yönünde karar alındığı ve bu kararın Yurtdışı Eğitim-Öğretim Genel Müdürlüğü’nce de uygun görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, gerek dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden gerekse yurtdışı görevin kendine has önem ve özelliğinden dolayı, dava konusu işlemin, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilmek suretiyle idareye tanınmış olan takdir yetkisi sınırları dâhilinde tesis edilmiş olduğu anlaşılmakta olup, hukuka aykırılık görülmemektedir” denilmişti.

 

Danıştay’ın bu ve benzeri kararlarını daha da örneklendirmek mümkündür.

Eğitimde fırsat ve imkân eşitliği ilkesini ihlal eden katsayı kararı ve daha önceki yıllarda başörtüsüne dair verilen kararlara imza atarak Anadolu insanının yaşam tarzını “öteki” olarak gören zihniyet ile İsviçre’de minare inşasını yasaklayan zihniyet arasında ne fark var?

Yazarın Diğer Yazıları
#

Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası

#

Emek varsa başarı vardır

#

Mutfak yangın yeri

#

Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası

#

Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin

#

Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz

#

Sendikacılığın hokkabazları

#

Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret

#

Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal

#

Ne rakipsiniz ne de refik

#

Devlet yalan söylemez!

#

Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik

#

Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok

#

Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır

#

Uluslararası sempozyumumuzun ardından

#

Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...

#

İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir

#

İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak

#

Gelecek sizinle daha iyi olacak

#

Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri

#

Bir halk destanı: 15 Temmuz

#

Gelecek günler daha güzel olacak

#

Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık

#

Öze yeni bir yolculuk zamanı

#

Seçimimiz Kumpasları Bozmalı

#

Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar

#

Yüreğe Düşen Loğ Taşı

#

İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk

#

Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun

#

Yeniden Bismillah

#

Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz

#

MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok

#

Y.U. Sendikacılığı

#

Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?

#

Özgür Üniversite ve Örgütlenme

#

Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü

#

Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları

#

MEB Hatasından Dönmelidir

#

MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir

#

Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!

#

MEB’e Acil Reçete

#

Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme

#

Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız

#

Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?

#

Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor

#

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

#

Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız

#

Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?

#

Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri

#

Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!

#

Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek

#

Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir

#

Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar

#

Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?

#

Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca

#

Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?

#

Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var

#

Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü

#

Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!

#

Usuls

#

Garip Bir Dava ve Sonrası…

#

18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!

#

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi

#

Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik

#

Hedefe Emin Adımlarla!

#

Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!

#

Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir

#

Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti

#

Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen