Yazı
Yazar : Ramazan ÇAKIRCI
82842 Görüntülenme
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Ramazan ÇAKIRCI

>Toplu sözleşme görüşmelerinin en hararetli tartışmaların yaşandığı dönemine girmiş bulunuyoruz. Tekliflerimizi daha yüksek sesle haykırmak için geçen ay eylemlilik süreci başlattık. Başta ek ödeme/eğitim öğretim tazminatı, yüzdelik zam olmak üzere mali ve sosyal haklarımızı yüksek sesle dillendirdik. Bu süreçte haklı taleplerimizi kamuoyuna ve yetkililere duyurduk.

Mücadelesini verdiğimiz tekliflerimizin mutfak kısmını titizlikle hazırladık. Uçuk teklifler olmamasına özen gösterdik. Bu teklifler, özelde yaklaşık 1 milyon eğitim çalışanını genelde ise 2,5 milyon kamu görevlisini ilgilendiren tekliflerdir. Hükümetin bazı yetkilileri fildişi kulelerden, memurun içinde bulunduğu durumu bilmedikleri için ileri geri açıklamaları ile bu taleplerin afaki olduğunu öne sürdüler. Bu açıklamalar bizleri incitti. Oysa bizler emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz. İnsanca yaşanabilir bir ücretin hakkımız olduğunu söylüyoruz. Sloganlarımıza da yansıttığımız gibi ‘adalet ise adalet, kalkınma ise pay istiyoruz.’ Emeğimizin ve alın terimizin saygın olmasını istiyoruz. Zira, emeğin ve alın terinin saygın olmadığı yerde adaletin tesisi mümkün değildir.

Toplu sözleşme masasında gündeme alınmak üzere eğitim hizmet kolundaki tekliflerimizi Eğitim-Bir-Sen olarak, genel tekliflerimizi ise konfederasyonumuz Memur Sen aracılığıyla 24 Nisan’da Devlet Personel Başkanlığı’na sunduk. 30 Nisan’da görüşmelere başlandı. İlk gün toplu sözleşme görüşme gündemi belirlendi. Pazarlık süreci böylece başlamış oldu. Önce Maliye Bakanlığı’nda yaptığımız komisyon çalışmalarında tekliflerimiz tasnif edildi. 9 Mayıs’ta toplu sözleşme masasında, kamu işveren heyetinin ve kamu görevlileri sendikaları heyetinin huzurunda gerekçeleri ile birlikte tekliflerimizin sunumunu yaptık. Kamu İşveren Heyeti; pek çok talebimizi mali ve sosyal haklar kapsamına girmediği gerekçesiyle gündeme almamaya çalışarak toplu sözleşme kapsamını daraltmaya çalıştı. Buna karşı taleplerimizin mali ve sosyal haklar kapsamında olduğunun ve toplu sözleşme masasının konusu olduğunun ısrarcısı olduk. Tekliflerimizin toplu sözleşme masasının konusu olduğunu kabul ettirdik. Böylece Maliye bürokratlarının ısrarlarına rağmen ilk düğmenin yanlış iliklenmesine engel olduk. İlk düğme yanlış iliklenmiş olsaydı bu yanlışlığın “toplu sözleşme hukuku içtihadı” adı altında yıllarca devam edeceğini biliyorduk. Buna müsaade etmedik.

Diğer taraftan kamu çalışanlarının ve 4688 sayılı Kanun’un kendilerine vermediği yetkiyi masada alma gayretinde olan konfederasyonlar oldu. Ama nafile.

14 Mayıs’ta ise Kamu İşveren Heyeti başkanı komik bir zam teklifi ile masaya geldi. Bu teklif ciddiyetten uzak bir teklif olup genel başkanımızın da ifade ettiği gibi, ‘dağ fare bile doğurmadı’ ve bizce ‘bu teklif yok hükmündedir.’ Burada üzerinde müzakere edilecek teklifin bu olamayacağı açıktır. Bizim tekliflerimiz üzerinden müzakere yürütülecektir.

Tekliflerimizde, başta ek ödeme alamayan öğretmen ve öğretim elemanları olmak üzere, 4/C’lilerin, şeflerin ve memurların durumu ortadayken, yüzde 3+3 zam teklifini kabul etmeyeceğiz. Hükümet, önümüzdeki oturumda daha gerçekçi rakamlarla ve taleplerimizin tamamını kapsayan yeni teklifle; düşük ücrete mahkûm edilen öğretmenleri görerek masaya gelmelidir. Hükümet, mesleğine düşkün, bütün fikirlerini ve kalplerini okula vermek isteyen, ancak ücretinin azlığı nedeniyle motivasyonu bozulan, ailelerini geçindirmek ve borçlarını ödemekle meşgul edilen, kendi meslekî seviyelerini yükseltmek gibi çabaları ikinci plânda kalan öğretmenlerin yatay ve dikey eşitlerini bulmak zorundadır. Yatay ve dikey eşitlik sağlamaya çalıştığını iddia eden hükümet yetkilileri, teklifini revize ederek, öğretmenlerin 314 TL özel hizmet tazminatı/ek ödeme ve yüzde 16 zam teklifi ile masaya gelmelidir. Aksi durum kabulümüz olamaz.

Hükümet, ‘Yunanistan’a döneriz’ edebiyatından vazgeçmelidir. Bizler, yılda 13 maaş ve işe gelmesi gerektiği saatte gelsin diye prim alan, 3 saat öğle tatili yapan, özel sağlık sigortaları bile devletçe karşılanan Yunan kamu görevlileri değiliz. Bu nedenle hükümet, gerçekçi rakamlarla memurunun karşısına çıkmalıdır.

Eğitim çalışanları bu süreçte daha fazla kenetlenmelidir. 

Yazarın Diğer Yazıları
#

Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası

#

Emek varsa başarı vardır

#

Mutfak yangın yeri

#

Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası

#

Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin

#

Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz

#

Sendikacılığın hokkabazları

#

Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret

#

Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal

#

Ne rakipsiniz ne de refik

#

Devlet yalan söylemez!

#

Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik

#

Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok

#

Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır

#

Uluslararası sempozyumumuzun ardından

#

Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...

#

İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir

#

İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak

#

Gelecek sizinle daha iyi olacak

#

Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri

#

Bir halk destanı: 15 Temmuz

#

Gelecek günler daha güzel olacak

#

Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık

#

Öze yeni bir yolculuk zamanı

#

Seçimimiz Kumpasları Bozmalı

#

Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar

#

Yüreğe Düşen Loğ Taşı

#

İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk

#

Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun

#

Yeniden Bismillah

#

Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz

#

MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok

#

Y.U. Sendikacılığı

#

Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?

#

Özgür Üniversite ve Örgütlenme

#

Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü

#

Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları

#

MEB Hatasından Dönmelidir

#

MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir

#

Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!

#

MEB’e Acil Reçete

#

Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme

#

Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız

#

Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?

#

Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor

#

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

#

Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız

#

Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?

#

Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri

#

Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!

#

Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek

#

Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar

#

Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?

#

Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca

#

Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?

#

Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var

#

Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü

#

Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!

#

Usuls

#

Garip Bir Dava ve Sonrası…

#

Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!

#

18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!

#

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi

#

Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik

#

Hedefe Emin Adımlarla!

#

Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!

#

Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir

#

Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti

#

Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen